gene aynı şey. tarih tekerrürden ibaret boşuna dememişler.
hep dışarda giydiği kıyafetlerden tiksindiğimi söyleyen annem gene aynısını yaptı.
pantolonu çok kirlenmiş, hele şurada bir yerde kaldırımlar ıslakmış sinir olmuş, hep paçalarına pis su sıçramış!
yıkamak lazımmış. sigara içerek ve evin içinde dolanarak söyleniyor. bu pantolonlarla mesela asla oturamazmış yatağına...
kirlilerin arasına koy çıkar da atayım makinaya dedim.
hah işte sohbet fırsatı. hoop geldi yatağıma oturdu, sonra da ay ne rahat senin bu yatak deyip o tiksindiği pantolonla uzandı bir de!
hani tiksiniyordun pantolondan dedim.
hı evet çok tiksinmiş.
ee geldin benim temiz yatağıma oturdun, uzandın anne!!
amaaan sende!! ben de kusur ara!!
ama hem tiksiniyorum, hiç bir yere oturamam diyorsun hem gelip benimkine oturuyorsun!!
aman bu kadarcıktan birşey olmaz!!
kendininkine o kadarcık bile oturmuş değil ama. cidden.
neyseki yatak örtüsü var. zaten aklıma düşürdü pislikmiş, mikropmuş. bende değiştirdim örtüyü. ama daha önceden gelip yatağın içine o pis dediği pantolonlarla uzanmışlığı da var. tüm takımı değiştirmem gerekti.
anlamak mümkün değil.
sigara kokusu da tüm eve yayıldı, tek bir pencere açık. tabi gene annemin iddiası yayılırsa zararlı değil, uçar gider!!
ben başka pencere açıyorum, oda kokusu sıkıyorum, annem az sonra peşimden kapatıyor. cereyanda kalacakmışız.
kokuyor demem de yasak sanki. sigaraya laf ettirmez.
isterseniz bana sahtekar, o...pu deyin, ama sigaraya birşey demeyin yeter!
hiç kokmaz, hiç dökmez.
böyle bir hijyen konusunda bazı anlaşmazlıklarımız var. çünkü annem kendi dediğini unutur hep. herhalde çok konuşanlar unutuyor dediklerini. gerçi kendine göre annem fazla konuşkan biri değilmiş ya. e tabi daha çok konuşanını da gördüm ya.
mesela annem nedense benim yatağımın üstünü kirli şeyleri rahatça koyabileceği bir zemin olarak algılıyor.
tiksindiği pantolonla oturmak, kirli çamaşırları koymak, rulo yapılmış halıyı rahatça dayamak, elektrik süpürgesinin başlığını değiştiğinde çıkardığı başlığı yatağımın üzerine koymak, dışarda yerlerde dahi sürünen bir bavul ve ya el çantasını muhakkak benim yatağın üstüne koymak .. gibi.
hem bavullar ve seyahat çantalarının her yerde süründüğünü söylüyor hem de bu çantaları hazırlarken ya da boşaltırken benim yatağımın üzerine rahatlıkla koyabiliyor.
kızarsam da ben kusurcu başı pis bir suçluyum!! aman ne var bunda. bu kadardan bir şey olmaz. diyor.
şimdi tüm bu kirli konuşmalarını yaptıktan ve bu kirli şeyler benim yatağıma değidikten sonra ben oraya banyodan çıkınca mesela nasıl oturayım?
kirli görülen, ki en başta bunu kendinin söyleyerek bana öğrettiği şeyleri yatağımın üstüne, örtü varken ve ya yokken bana sormadan koyabiliyor. bana sormaya gerek duymuyor.
ama mesela temiz birşey mi konacak koymuyor, gelip bana soruyor. temiz çamaşır konurmuymuş yatağımın üstüne.
istediğin kadar açıkla sonuç eninde sonunda aynı. açıkladığın o kısa sürede herşeyi sorar, bir süre sonra tamamen unutup başa döner...
kuruyan çamaşırları toplamış, sepete koymuş, bir kısmı benim.
'nazlı bunları yatağın üstüne koyayım mı?'
"e koy tabi"
'kızıyorsun ama sonra! napayım?'
"ama sen de kirli şeyleri koyuyorsun hep"
'işte bunlar temiz'
"tamam koy"
'hani kirli şey konmuş yere temiz konmazdı!?? yaa nazlı yatak örtün temiz değil ki' (yakaladım seni der gibi)
"temiz anne, sayende iki gün olmadan değiştiriyorum temiziyle örtüyü"
'yaa, şimdi koyayım mı yani bunları. sonra kızma gene.'
"kirli şeyleri sormadan koyuyorsun, temizleri soruyorsun"
'üf nazlı seni anlamak mümkün değil'
"o niye?"
'e işte onu koyma, sor, bunu koy sorma'
"neden benim yatağımın üstü pis bir yer, pis olması gereken bir yüzey ki?"
'sanki ben öyle diyorum'
"ama hep öyle gibi yapıyorsun. kirli tiksindim dediğin pantolonla oturup, süpürge uçları, kirliler vs herşey benim yatağın üstünden geçebiliyor ama temiz konmuyor! yani pis olması gereken bir yer sanki"
'işte pis şeyler konduğu için temizi soruyorum koyayımmı'
"en kolay ve mantıklı yolu baştan kirli şeylerin yatağımın üstüne konmaması zaten!"
'ama ben nereden bilebilirim nazlı senin yatak örtün ne zaman temiz ne zaman kirli!!'
"her zaman temiz! asla kirli birşey konmamalı. böylece temiz şeyler sorulmadan konabilir."
'iyi de kızım ben nasıl bileyim temiz mi değil mi.sormak zorundayım. sende! sanki ben müneccimim. ya da senin yatak örtüsü bekçin!'
"kimbilir kaç kez konuştuk bunları. kimbilir kaç kez dedim yatağımın üstüne kirli bir şey koymam, sende koyma diye anne"
'de kimbilir ne zaman dedin nazlı!? ben her yılın her gününü nasıl hatırlayayım kızım?'
o kadar sık açılıyor ki bu konu. en az ayda bir. ama gene hatırlamıyor. tuhaf zaten benim kendi düzeninle ilgili şeyleri hatırlamaz. kendi düzeni en doğrusu olduğu için. tuvalet düzenimi bile öğrenmiş, alışmış alan değil. sabah sabah niye tuvalete koştuğumu anlayamadı gitti mesela. daha beni ayakta gördüğü an birşeyler sormaya, birşey istemeye başlar. ya bi tuvalete gideyim. ne bu acele anlamaz....
dejavu.
ya da hep aynı şeyler olduğu için aynılarını yazıyorum.
bir süre dikkat edecek sonra gene unutacak. her zaman olduğu gibi...
çünkü daha bunun benzeri bir kouşmadan bir gün sonra bile unuttuğu oldu. daha önceki gün izah ettimdi, ama nafile. ertesi gün bir bakmıştım kirli pantolonla (kendi öğretti dışarda giyilen, herkesin oturduğu yere oturulan pantolondan tiksinmeyi), oturmuş benim yatağın üstüne, gene dışarlarda heryere değen elçantasını, benimkini yatağın üstüne yaymış. hatta çantasının dibine kaçan bozuklukları döküyor yatağın üstüne. daha da cüzdanındakileri.
binlerce kişinin elinin değdiği paradan tiksinmeyi de kendi öğretti. kendi öğretip, tembihlediklerini kendinin bana yapması normal mi ama... çocukken bunları kafamıza işledi, ne temiz sayılır nereye konur-konmaz, ne pistir nereye konur-konmaz. ama gel gör ki bize yap-yapma dediklerini kendi hiç uygulamıyor.
nedense kirli şeyler benim yatağın üstüne konabilir de başka yere konmaz... anlamak da anlatmak da bir hayli zor ve tekrardan ibaret işte.
napıyorsun demiştim. şaşkın şaşkın baktı bir de görmüyormusun diye azarlamıştı. daha önceki gün yatağımın üstüne kirli birşey koymasın diye uyarmış hatta hafiften kavga etmiştik. ama nafile. görmüyormuymuşum??!!
çantasını düzenliyormuş işte ne varmış anlayamayacak??!!
neden benim yatağın üstünde o yerlerde sürünen çantalar, binlerce pis elin değdiği şeyler peki anne??
ne kıymetli odan varmış ya!! hiç girmeyeyim bari!!
ya daha dün tartışmadık mı benim yatağın üstüne pis şeyler konmayacak diye, yeni değiştim örtüyü anne!!
aman sanki içine sürdük!! ne var?
öyle yumuşakça söyleyince önemsiz geliyor unutuyor daha çabuk. uzun süre dikkat etmesi için çok büyük bir tartışma çıkarmka zorundayım hep. ancak o zaman aman şimdi nazlı kızacak diye korkup hatırlayacak, dikkat edecek...
dikkatini çekip aklında kalacak kadar bir vukuat çıkarmak zorunda kalıyorum beni dikkate alsın diye, sonrada kavgacı oluyorum.. oof fo.
gene bir gün çamaşırı toplamış, üzerinde dışarda giydiği pantolon, yatağıma oturmuş, kirli pantolonuna değe değe, dizinde katlayarak iç çamaşırlarımı düzenliyor. sonrada komidinime koyuyorken yakaladım. ay bende büyütüyormuşum. bir iyilik edememiş bana. hem öğrettiği şeyleri şimdi inkar eder gibi davranıyor.
eskiden ortada bir bardak tabak unuttuk mu kıyameti koparırdı, evin düzeni hakkında nutuklar çekerdi, hem çalışıp hem bizi büyütüp hem evi düzenlemek zormuş, biz de mahvediyormuşuz diye azarlardı.
şimdi kendi herşeyi ortaya atıyor, bırakıyor. ben topluyorum hadi o birşey değil, bari benim kendi odamın en azından düzenini bilip saygı gösterse... bari
________________
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder