13.10.2012

viyak viyak - bu ses kime ait olabilir - uyku sefası - paranoya başrolü - gitmem

sabah herzamankinden geç kalktım göz altlarımda morluklarla. gece doğru dürüst uyuyamadım, tam dalacam uykuya dışardan bir ses viyak viyak. ama anneme göre uyku sefası gene.
-------------------------
geç kalktığım zaman anneme göre çoğunlukla çok iyi uyuduğumdan. arada bir öyle. ama genelde zaten geç yatarım, bazen hiç uykum gelmez bazen de çeşitli sebeplerden uykum kaçar. bu yüzden de geç uyanma lüksüm var. ama ooh oh demeyin her lüksün de bedelleri var canım!neyse işte.
-------------------
hep böyle değildi; yani annemin benim uyku sefası yaptığımı düşünmesinden önceleri başka paranoyaların başrolünde de oynadım.
bir ara moralim epey bozuktu, sabahlara kadar tv izler, internette bir şeylere bakar ya da kitap okurdum. bir türlü uyuyamazdım. illa saat 04.00 olacak, öyle. e hal böyle olunca en az 6-7 saat uyuduğunu düşünsen 11.00 gibi ancak kalkarsın. ki o da her gün böyle olacak değil. bu 7 saatlik uyku ancak2-3 gün üstüste anca 3 saat uyumuşsan oluyordu.
 annemin paranoyası nedense, tamam moralim bozuktu ama uykumda ölecek kadar değil!!! sabah kalkarım daha döğrusu öğlene doğru annem rahatlar. bir gün söyleyiverdi böyle bir türlü uyanıp kalkmak bilmeyince ölmemden korkmuş. çok şaşırdım sağlıklı genç bir insan neden uykusunda ölsün durduk yere?? Allah korusun, tövbe tövbee. Allah gecinden versin.
de niye böyle bir korku.
sanırsınız böyle bir kayıp yaşamış da ruhuna korku olarak sinmiş. hayır efendim annemin şüphe-endişe-korku-paranoya yaratması için ille de yaşamış olması gerekmez. huzursuzluk dedektörü-paratoneri falan olduğu için huzursuzluk onu bulmazsa o kendine huzursuzluklar yaratır. belki bunlar yaşam enerjisi tutukusu falan veriyordur. ne bileyim.
evlenemiyorum diye uykuları kaçan kadın fazla uyuyorum diye o yataktan hiç kalkamayacağım korkusuna kapılıyor?? yoo şaka olsun diye ya da benim az uyumamı - uyku düzenimin düzelmesine neden olmak için fikir ekimi de yapmıyor belliydi.
+"ne? ya anne niye uykumda öleyim??"
-'ne bileyim? bir türlü kalkmayınca öyle bir korkuya kapılıyorum'
+"annecim anlatıyorum ya, sanki bilmiyorsun. uykum tutmuyor, çok geç dalabiliyorum. haliyle de geç kalkabiliyorum. endişelenecek bir şey yok"
-'ne bileyim işte.'
------------------
sonuç uyku düzenim bedenim artık uyku düzensizliğiyle baş edemeyince, huzursuzluk kaynakları etkisini yitirince kendiliğinden düzene girdi. annemin de bu asla uyanamayacağım korkusu geçti.
 uyku sorunun ciddi boyuttaysa doktora gideydin dediniz belki içinizden. ama ben ne de olsa annemin kızıyım. anneminde belirgin ruhsal sorunları oldu, uykusuzluk, menepoz sorunları, vs. ya kendi kendine oyalanacak ve dikkatini başka yere verecek bir şeyler bularak, ya konuşup beni, ablamı (daha az), teyzemi, bazen de eş dostu şişirerek atlattı.
ben de öyle yaparım!! benim neyim eksik??
o zamanlar annemi bir doktora götürmeye çalıştık ama her seferinde okumuş, yazmış biri olmasına rağmen 'ben deli miyim??'  ya da 'ben yabancılara hayatımı anlatamam' diyerek bize çıkıştı, fena halde tersleyerek laflar soktu. bizi güçsüz olmakla suçladı. çünkü insan ruhsal sorunlarını kendi kendine aşmayı bilmeliymiş. ha bedenselse de hemen koşmaz doktora korkar. tabi korktuğunu da söylemez.
ben de hastalandım mı gitmiyorum doktora ona ders olsun diye. 'git' diye ısrar ettiği zaman "sen gitmiyorsun ama, ben de gitmeyeceğim" diye yapıştırırım. bir gün yumurtlamaz mı

-'çok kötü bir şey söyleyecek diye korkuyorsun herhalde' diye!!!

aklıma bile gelmemişti, sadece soğuk almıştım. doktor herhalde veremsin üç vakte kadar ölücen diyecek değil ya. bir öksürük şurubu, belki bir antibiyotik, bi vitamin basacaktı. kendi korkusunu bana yansıttı. ben niye korkayım yahu gencecikken hastalık hastası gibi??

ben sanmıştım ki benim doktora gitmemem anneme ders olur, nazlı gitmiyo ben de gideyim de iyi örnek olayım der diye umduğum için böyle yapıyordum. yüzüne de söyledim sen gitmezsen ben de gitmem, bak bana kötü örnek oluyorsun diye.
canı sıkıldı ama değişen bir şey yok. çünkü soğuk algınlığı-grip herneyse yaşadı mı 15 gün yatıyor yine de gitmiyor doktora.
tabi bu 15 gün bana da kök söktürüyor. sigara içtiği için ciğerleri daha hassas, çok fena öksürüyor, uyuyamıyor bu yüzden de sürekli sinirli ve hep şikayetçi oluyor. hatta iyice coştuğu zaman bağırarak yaşamak istemediğini söylüyor. ölseymiş de kurtulsaymış.

+"ya hu bi grip oldun, git doktora bi ilaç hoop ayaktasın, Allah daha fena hastalık vermesin yaa".
-'yook gitmem!!!!!!'

 hastalanınca benim çocukkenki hasta inadıma benziyor hali. ha o zaman beni kaptıkları gibi doktora götürürlerdi o ayrı ama yemeyeceğim diye inat eder, boyuna mızmızlanır ve uyurdum. benim yemem derken ki inadım gibi oluyor, hani sanki ben onu kucaklayıp götürebileceğim gibi hareketlerle geri çekilip büzüşür pis pis bakar! doktora gitmekten 15 gün sövmek ve bana psikolojik işkence etmek daha eğlenceli!! ölsem de kurtulsam der durur. gece bile yattığı yerden öksürünce... hastalık geçince de tüm bunları unutuverir, bir daha hastalandığında daha önce bunları hiç yaşamamış ve yapmamış gibi davranır.

e grip olunca gitmeyen doktora başka şekilde gider mi?


bu uykusuz dönemimde (ya da grip falan olduğumda) bana da 'istersen bir doktora git' demez mi!!! kendi yaptıklarını veya yapmadıklarını unutup. haha hah ha ! işte artık koz elimdeydi!! nıhahhah haha! zaten uykusuzluktan tersoyum. başladım onun gibi konuşmaya. sonra da beni ne sandığına...
niye ben güçsüz müyüm? ezik miyim? zavallı mıyım ben? niye ben kendi kendime atlatamayım? sen atlatabilirsin ama ben atlatamam öyle mi?? dünyadaki tek güçlü insan sen değilsin!!

ha bu arada da, şaşarsınız kendinin böyle davrandığının farkında değil. oturup bana ders veriyor, akıl veriyor. ha gene çaktı aynı lafı, herhalde alınıp giderim ya da korkup giderim diye ;
-'niye daha kötü birşey çıkacağından mı korkuyorsun??'
+"ayy evet anne! sıkıntılıyım diye uyuyamıyorum sanıyordum ama şizofren çıkmaktan, keşfedilmemiş bir hastalığım var öğrenmekten ya da aaa ben zaten hayaletmişiim!! ne korkcam ya!!?? ödlek miyim ben!"
-'yoo'
+"eee"

....................................

ay gene sadede gelemedim! bir de konuşurken uzatanlara, bir türlü konuya gelemeyenlere gıcık olurum. böyle bir arkadaşım vardı, hiç iç ses diye bir şeyi olmadığı için bir konudan bahsederken beyninde çağrışım yapan şeye geçer onu anlatırdı!!

yazsana kardeşim!! ama nereden yazsın??

nerede kaldığımı da unuttum yav! ha sabah kalktım gözümün altı halkalı daha annem ooh uyku sefası demeden ben başladım. ha şikayet ederek hemen başlamazsan konuşmaya o kadar da kötü diilsinsir oohuyku sefası yapmışındır. aman inanmaz sonra.
sinirli sinirli çay koyuyorum. iyice abartıyorum ki ciddiye alsın.

burada uzatıp, abartıp durduğuma bakmayın. dümdüz yazsam neye benzer ki. ama gerçek dünyada benim abartma değil tamtersi bir üslubum var, herhalde insanlar benim hissettiğimi hisstemiştir sandığımdan.

oysaki herkesin algısı da farklı, acı-sevinç eşiği de. birine etkili gelen öbürüne vız; birine vız gelen öbürüne korkunç gelebilir. di mi? bazı insanlar çok abartır hani şu yukarıda çok uzattığını, bilinç akışı gibi içses olmadan konuştuğunu söylediğim arkadaşım böyleydi. bunların üstüne bir incir çekirdeğini zor dolduran şeyi bir abartır ki şaşarsınız. çoğu zaman da kandırır, inandırır, konuşma üslubundan mı ne... ama bakarsın ki hiç anlattığı gibi değil anlarsın abattığını. benimkisi de tersi. söyleyişim mi etkisiz bilmiyorum. ya da dayanıklıyım bildiklerinden mi. ne bilem?
ayağım ağrıyor desem öyle pek önemsenmem hani sıcak tut geçer. ama sonra ayak dana gibi şişip yürüyemez olunca fırça yerim 'niye demedin!'. e dediim. ben mi kendimi hafife alıorum nedir. bu ayak örneği gerçek bir olaydan alınmıştır!!


+"ooof of! gece bi uyutmadı dışardan gelen viyak viyak kedi sesi!! hayır gecenin körü de inemem ki"

-'Allah Allah bizim binada bebek yok ki viyaklasın!'

sabah mahmurluğu mu geçmemiş daha?? oysa bu saate çoktan paronoyalar-kötü anılar safhasına geçmiş olmalıydı..

+"bebek demedim kedi"
-'bizim binada kedisi olan yok ki'
+"e dışarıdan geliyor, yok mu bahçedeki haytalar ^^"
-'bebeğin ne işi var o saatte dışarıda??!!'
+"bebek diil kedi"
-'sen dedin bebek!'
+"kedi dedim"
-'sen dedin bebek!'
+"kedi dedim"
-'sen dedin bebek!'
+"kedi dedim"
-'sen dedin bebek!'
+"kedi dedim"
.........

yanlış yazdım mı sandınız. cık cık! hayır sabah sabah böyle bir diyalog çevirdik biz. annem bebek dediğimi iddia etti, sonunda da bebek istediğime karar verdi!!! valla kedi dedim. sabah mahmurluğunun verdiği bir sakarlık etkisi değildi benim sinirle çay koymam, inansın iyi uyuyamadığıma diye...


________________________________________________
Not: bu yazıda hiç bir canlı zarar görmemiştir. viyaklayan şahıs bizim bazı hayvan sevmeyen ucubelerden gizli birkaç kişi beslediğimiz kedinin yavrusunun sesiydi. anne gece acıkmış, mama kesmemiş ya da eski alışkanlıklarından vazgeçemeyerek çöpe girmeye gitmiş olacak ki bebiş acıktım diye mızmızlanarak annesini aramış tüm gece. şu an toklar, horul horul uyumaktalar. bebiş horul horul uyurkene çok mıncıklanası masumlukta. zaten bebişin adını horul koydum. beraber baktığımız suç ortaklarım hiç anlamadı ne demek! ay Allahım sabır ver bana!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder