uzun anlamsız karamsar birbirine benzeyen yazılar... *biraz atıyor ve abartıyor olabilirim de olmayabilirim de, garanti yok. *bu blogdaki yazılar gerçek kişi, olay ve mekanlardan ilham alınarak yazılmıştır. *isimler akıl sağlığım açısından, bir çemberin iç açıları yüzünden falan fiştan değiştirilmiştir. *benzer durumlardaki isimler tutmuyorsa ondandır... *bu blogdaki yazılar sırasında hiçbir canlıya zarar verilmemiştir (kendim hariç^^) *varsa fotoğraflar alıntıdır. *hepsi saçmalıktır ^__^
31.01.2014
bıyığım biraz daha uzasa şehzade rolü kapabilirim!!!
makyaj yaparken yanlışlıkla göz kalemimle dudağımın üstüne bir çizik atmışım, farketmemişim. annemin uyarısı ise; aa nazlı bıyıkların çıkmış!
yo yo şaka yapmıyor, gerçekten bıyık sanıyor.
-bıyık mı?
+hı, bir sürü bıyığın var
-yok canım
+valla ben bile görüyorum buradan
-hani
deyip holdeki aynaya bakıyorum.
-bıyık değil o
+bıyık kızım kör müsün?!
-göz kalemi değmiş
+yaa bıyık gibi ama
-göz kalemi
ben gidip pamukla silinceye kadar ve suratımı lekesiz görünceye kadar bıyık olduğundan emin.
sırıtarak odamın kapısnda dikiliyor, ben de aynaya bakıyorum tekrar, pamuk alırken.
+çıkıyor mu bari? çek en iyisi diyor.
yani emin nazlı'nın pos bıyığı var!! biraz daha uzasa şehzade rolü kapabilirim!!!
bi Burak Özçivit'te öyle bıyık var bir bende!!
ben de o sıra pamuğa makyaj temizleme losyonu döküyorum azıcık... sonra da siliyorum.
annem inanmayarak
+çıktı mı bari?
-e çıktı işte!! diye pamuğu da suratımı da gösteriyorum....
26.01.2014
kısa değil -- sosyallik! __ ilerde gidersin, ilerde yapasın __ kocanla gidersin ilerde
-yemek çok güzel olmuş anne, eline sağlık.
+afiyet olsun, bir tabak daha koyayım o zaman! ekmek de vereyim!!
(bir yemeğin tadı sadece çok yemekten değil çok ekmekle yemekten geçer anneme göre)
-yok.
+hani çok güzeldi? ye ye!
-anne yeter, yiyemem!
+aman sen de!
-e kilo alıyorum.
+aman al, ne olacak? kim diyor sanki??
-doğru kimse demiyor, beni benden başka takan yok ki!!
ye, yemek hayattaki tek zevk. sonra 100 kilo ol, evden çıkama, böylece hep yanımda olursun ve evde olursun!! oh oh kalan tek tük arkadaşlarında hayal olur, bana kalırsın, kimse de evlenmek istemez, oh ne güzel bana kalır bana yarenlik edersin....
___________________
pazar pazar
+hadi forum'a gidelim sen sıkıldın!
-çok kalabalık olur şimdi
+olsun kızım allah allaahhh bize ne?
-hareket edilmiyor!
+yavaş yavaş dolaşırız biz de!
-daha birkaç gün önce dolaştık öyle
+ama nazlı sen sıkıldın diye! bi değişiklik olurdu. sana da bişey beğendiremedik
-foruma gitmek mi değişiklik?
+tabi! nereye gideceğiz ya? zimbabveye mi?
anneme göre değişiklik evin dışında olmak bir süre, bir kaç dakika geçirmek bile yeterli.
4-5 blok ötedeki markete gidiyor, geliyor, bu bile değişiklik olmuş, memnun. bana da tavsiye ediyor. yetermiş o kadar! bu kadarı bile değişiklik düşünün forum avmye gitmek ne büyük bir değişiklik!!!!
waaavvvuuuuwww!
sinemaya gidelim derim ay yeni yetmeler olurmuş çekemezmiş. e ben de gidemiyorum o zaman diyorum.
ki sevgili arkadaşlarım, yani kalanlar, çoktan ruhunu kaybetti. tamam hadi hafta içi zaman yok, yorgunsun. haftasonu bi kafeye git, bi filme. yok evde pinekleyip göt üstü oturacaklar!! ya da ev temizliği yapacaklar!! ben dürtsem de nafile.
yoo başkalarıyla biyere gidiyor da değiller. hayata karşı bir arzuları, merakları kalmadı. bahane bütün hafta eşşek gibi çalışmak. e iyi işte bir kendince eğlenceyi hak ettin o zaman!! tabii, ama evde tv izleyip, tıkınmak ve uyuklamak daha iyi.... nerede benim sosyal arkadaşım? yok ruhları öldü, yaşaya ölüler. hadi her hafta sonu gezme de, arada bi insanın canı çekmez mi, gezmek tozmak... kahve içmek, kebap falan yemek... yooo..
az bi ruhu olan da zombi oldu. annem desen zaten hiç sosyal olmadı.
ben de gidemiyorum o zaman ama anne diyorum işte.. öyle bakıyor yüzüme. ee nolmuş? gitme ne var, ne gibi bir zorunluluğun var? gibisinden bakıyor..anneme göre böyleydi her zaman bir sebep bulamaz.
-bir tiyatro gelmiş istanbuldan, güzel bir oyuna benziyor.
+?
(eee bize ne der gibi bi bakış annemden)
-gidelim mi?
+niye?
-niye gidilir tiyatroya?
+of ben çekemem!
-neden?
+çekemem işte!!! kimbilir saat kaçta?
-sabaha karşı 03.30da çünkü manyaklar!!! kaçta olacak anne 20.00da.
+ay o saatte kim gidecek, çok geç!
-20.00 mı?
+e yani, kimse olmaz ki sokaklarda! hele bi de dönüş!!! kimbilir kaçta biter.
-giden herkes de o saatte dönecek evine.
+bize ne onlardan kızım biz nasıl döneceğiz?
-sanırsın vahşi ormanda oturuyoruz, dolmuş var, o yoksa taksi var
+o saatte taksiye binilmez!
-niye?
+binilmez işte!!!
-dolmuşa bineriz anne!
+ay nazlı icat çıkarma başıma off! o saatte dizimiz olur, kaçıramayız, oturur evimizde onu izleriz!!
-o gün çok sevdiğimiz bir dizi yok.
+ben gidemem, çekemem o saatte!!
-eğlenceli bir oyunmuş ama yaa
(ayyy unuttum!! annem eğlenceden, eğlenceli oyun-dizi vs şeylerden neffret eder, hele komediyse daha da!!)
+sevmem ben nazlı!!
-duyan da 1000 oyun izledin de karar verdin sanacak.
+yeterince izledim.
(sadece 3 tiyatro oyunu!!! 0 konser. 2 opera 2 bale!!! sinema gene biraz daha fazladır o da benim zorumla!! iş kitap okumaya geldi mi doymak bilmez, çünkü evden çıkmak gerekmiyor)
-e ben tek gideceğim artık!! kızlar popoüstü oturuyor, gelemezler, pısırıklar çünkü!
(tehdit ediyorum. tek gideceğim ve beni ya kurtlar kapacak, ya sapıklar, ya mafya falan. sağ çıkmam imkansız. çünkü distopik bir çağda yaşıyoruz. üstelik nazlı dünyanın en savunmasız ve salak insanı, hele annesi yanında değilse hayatta kalma şansı 0!!)
(fakat blöfümü görüyor aklı sıra da rest çekiyor)
+iyi! tek git bari!
-evet en azından birimiz görsün.
(şimdi anneme göre ben gidemem. böyle durumlarda gitmeyeceksin diye yasak koyamaz. ama caydırmak için de elinden geleni ardına koymaz. bahaneler çok. hava soğuk, karanlık, ya dolmuş bulamazsan...korku senaryosunda neden dolmuş bulamayacaksam artık?.....
ne varmış sanki ilerde gidermişim. bazen de böyle der. ilerde gidersin, ilerde yaparsın. hangi ileri bu? mesela annemin emekli öğretmen bir arkadaşı var, valla kadın dünyayı gezdi! onun ağzından duyunca heves ediveriyor ama birkaç saniye. sonra bana bir gün ilerde sen de taciser teysen gibi gezersin. niye şimdi değil de ilerde. emekli olunca mı? hayır annemin kastettiği evlilik sonrası!!!
anneme göre böyle aktivitelere eşinle gidersin, öyle yani yalnızsan hakkın yok adeta. bir gün bu fikrini açık etti, ilerde bir gün kocanla gidersin dedi. diyelim ki evlenmedim, peki hiç mi birşey yapamayacağım ben? hakkım mı yok dedim. elbet hakkım olmazmıymış ama eşle gidilirmiş. niye anne, kardeş ya da arkadaşla olmasın? bir cevabı yok. eşle gidilir!! antisosyalliğe bahane.... bir gün de diyor ki yalnız da olsam ilerde gezebilirmişim. nasıl? beni adana'ya bile tek zor gönderiyorsun? nasıl gezeceğim tek? e buna da bir cevabı yok...
yaptırmamak, erteletmek için bahane bunlar. ilerde yaparsın, edersin, gidersin... birde evlendikten sonra geçeri var bizim milletin. sivilcelerin bile evlendikten sonra geçeceğine inanıyor bizimkiler... bilmem kim varmış çok sivilceliymiş ama evlendikten sonra cildi pırıl pırıl olmuş!!
niye dedim bu kadar beğenmediğiniz, eleştirmek için fırsat aradığınız, hatta boşandığınız kocalar bu kadar mı muhteşem? bu 'evlenmek' yani sevişmek, yani peniz bu kadar mı kutsal herşeye çözüm oluyor??
aman ben de! aklımı mı bozmuşum şeyle!! onunla ilgili değilmiş hiç bir kere!! anne oluncaymış geçmişmiş!!
bizim evin yasak konusu cinsellik!! yanlış sulara girdim, ve bir cümleyle aklını orayla bozmuş sanıldım, çok kötü birşey o, yolda beni kurt kapsa ondan iyi yani!! )
...........
şimdi annem mana bulamıyor sosyal aktivitede. sanıyor ki ben de gidemeyeceğim. blöf yaptığımı sanıp oynuyor. oysa ben ikna etmek için dedim. bir değişiklik olur hayatımızda bi tiyatro oyunu izleriz işte.
ama anneme markete, migrosa ve foruma gitmek zaten yeterli bir değişiklik!! bana da yetmeli ya...
sonuna kadar blöf sandı, gidemem sandı. valla.
çıktım gittim.
bahanesi de aman üşütürsün hava soğuk!!
artık sabrımın sonundayım. inşallah! dedim. zatürre olurum böyle geceleri çıkınca!! şu kadarcık aktivite bana zehir olur bana!! bi oyun izlemek bile bana fazla!! hakkım da yok! ben kimim ki? kim takar ki beni? mecbur değilim ya oyun izlemeye!! kim diyor izlemiyorsun diye?? zaten ben mankafa ne anlarım? zaten ben salak sağ dönemem anne eve hakkını helal et bari!!!
amaaan ben de ymiş!!
sonra da tembihlere başlıyor, yalnız yerlerde durmayayımmış, salon boşsa çıkayımmış, kimbilir kimin yanına oturacakmışım! yaa aman ben de icat çıkarmışım!!
inşallah bir seri katildir anne, oyunlardan yalnız kızları kaçırıyordur!!!!
amaan sende!!
ya dolmuş bulamazsammış??? yaa nasıl dönecekmişim taaaaaa buraya? dolmuş bulamazsam ne olacakmış, onun için demiş yani!!
niye dolmuş bulamayayım ki acaba??? yüzlerce insan çıkacak oradan. dolmuşçular da işini bilir hani!!!
nereden bilsinmiş? hani olurmuş ya olurmuş işte!!!
sakın haa başkasının bindiği araca binmeyeyimmiş, taksi bile!!!
neden beni salak sanıyorsun?
sanmıyormuş canım, ama olurmuş ya!!
ne olacak ki?
ne bilsinmiş işte olmaz dediğin olurmuş ya!!!
dolmuştan hadi indim, bizim siteye nasıl gelecekmişim ya?
dolmuş güzergahında bizim site ve dolmuşun geçtiği yola ben diyeyim 200 siz deyin 150 m var, yok be 6 blok mu ne!!
aa oradan beyinsiz nazlı nasıl geçsin? bulabilecek mi bakalım evi geri!!???
amman bendeymiş, yani o saatte sokaklar bomboş olurmuş ondanmış.
valla bizim bura hiç boş olmuyor!! sabaha kadar açık bir büfe bile var. arabaların biri gelir biri gider...
evlerin ışıkları yanar. kapanmış da olsa bir kaç dükkanın ışığı ve hatta yakındaki sitelerin bahçe ve güvenlik odalarının ışıkları...
tabi ben kırk yılda bir de olsa çıktığım ama annemin karanlıkta dışarı çıkma fikrinden bile korktuğu için sokakları görmedi, balkondan baksa da göremez. korkusu onu körleştirir.
ha ama hiç korkmadığını da iddia eder. o ayrı!!!
sadece gereksizmiş.
zaten anneme göre sosyallik gereksiz, saçma! en iyisi mümkün olduğunca az çıkmak.
ha işin gereği geç dönüyorsan da mümkün olduğunca hızlı, acele eve dönmek. öyle okul ve ya iş çıkışı çay içmeye gitmek falan saçma ötesi!!! ne gerek var ki??? sanki arkadaşlarını tüm gün görmedin!!!
............
ne gitme diyebiliyor tavrımdan ne gidemezsin!!
ama ayakkabımı giyerken bile caydırmaz, bezdirmek ve pes ettirmek için küçük küçük uğraşıyor.
son kozu üşütmek!!! ya üşütürsem!!
ya atkım var, kabanım var, çizmem var, yahu şemsiyem ve berem bile var!!
bu kadarla bile şu kadar gidip gelmeye dayanamıyorsam zaten yaşamanın bi anlamı yok! gebereyim!!
...............
keşke yanımda biri olaymış. e sen de gel dedik işte. yok saçma, ne gerek falan.... arkadaşlar desen pısmış..
ha şu uyuz komşu kızını bile kakalamaya çalıştı. sanki bana iyilik. gerekirseymiş bilet parasını biz ödermişiz!!
ay evet yeterki benle gelip bana sahip çıksın değil mi anne!!
aman ondan değilmiş.
neden peki?
yarenlik edermiş işte..
istemem mankafa yaren!!
ya erken gelirseymiş uykusu ya??? kapıyı kim açacakmış bana??
gezi zamanları otelde beni engellediği klişeleşmiş kozu!!
açma o zaman, git uyu anne, sokakta kalayım!!
aman sen de!
nee??? gitme diyorsun yani.
demiyormuş ama insan birşey yapmadan önce önünü ardını iyi düşünmeliymiş.
yahu bara adam kaldırmaya mı gidiyorum tiyatroya!!!
ama akşammış, gündüz olsa neyseymiş!! yokmuymuş matine??
ya benim yüzümden uyuyamayacakmış şimdi!!
gece yarısı mı dönecem yaa?? anca 22.30 olur. zaten o saatte dizi izliyor oluyorsun...
-------
e gittim, ohh bir güzel izledimdi, döndüm..
dönüşte de bana soruyor ama bu yaptığım aşırı ve saçma ve gereksiz sosyalliğe ve yaramazlığa karşılık ama hiç beğenmememi umarak, bu da bir intikam olur sonuçta!! bu kadar uğraştın ama eğlenmedin yaa bak akşam çıkmaları ve ya tiyatro miyatro ne kadar saçma!! ders olsun sana nazlı,bir daha assllaa çıkmazsın!!
eğlenmiş miyim bari!!!
oofff çok!!!!
iyice de abartarak ne kadar şahane bir gece olduğunu anlattım!!
heves etti sanmayın!!
----
eskiden lise hatta üniversite yıllarımda da bir yere gitmek istedim mi beni atlatma bahanelerinde biri şuydu;
kendi gidemezmiş!!! ilerde bir gün kocamla gidermişim!!!
_____
bu kadar güzel evimiz varken dışarda zaman geçirmek ne saçmaymış: sanırsın ev boğazda yalı!! apartman dairesi işte!!
+afiyet olsun, bir tabak daha koyayım o zaman! ekmek de vereyim!!
(bir yemeğin tadı sadece çok yemekten değil çok ekmekle yemekten geçer anneme göre)
-yok.
+hani çok güzeldi? ye ye!
-anne yeter, yiyemem!
+aman sen de!
-e kilo alıyorum.
+aman al, ne olacak? kim diyor sanki??
-doğru kimse demiyor, beni benden başka takan yok ki!!
ye, yemek hayattaki tek zevk. sonra 100 kilo ol, evden çıkama, böylece hep yanımda olursun ve evde olursun!! oh oh kalan tek tük arkadaşlarında hayal olur, bana kalırsın, kimse de evlenmek istemez, oh ne güzel bana kalır bana yarenlik edersin....
___________________
pazar pazar
+hadi forum'a gidelim sen sıkıldın!
-çok kalabalık olur şimdi
+olsun kızım allah allaahhh bize ne?
-hareket edilmiyor!
+yavaş yavaş dolaşırız biz de!
-daha birkaç gün önce dolaştık öyle
+ama nazlı sen sıkıldın diye! bi değişiklik olurdu. sana da bişey beğendiremedik
-foruma gitmek mi değişiklik?
+tabi! nereye gideceğiz ya? zimbabveye mi?
anneme göre değişiklik evin dışında olmak bir süre, bir kaç dakika geçirmek bile yeterli.
4-5 blok ötedeki markete gidiyor, geliyor, bu bile değişiklik olmuş, memnun. bana da tavsiye ediyor. yetermiş o kadar! bu kadarı bile değişiklik düşünün forum avmye gitmek ne büyük bir değişiklik!!!!
waaavvvuuuuwww!
sinemaya gidelim derim ay yeni yetmeler olurmuş çekemezmiş. e ben de gidemiyorum o zaman diyorum.
ki sevgili arkadaşlarım, yani kalanlar, çoktan ruhunu kaybetti. tamam hadi hafta içi zaman yok, yorgunsun. haftasonu bi kafeye git, bi filme. yok evde pinekleyip göt üstü oturacaklar!! ya da ev temizliği yapacaklar!! ben dürtsem de nafile.
yoo başkalarıyla biyere gidiyor da değiller. hayata karşı bir arzuları, merakları kalmadı. bahane bütün hafta eşşek gibi çalışmak. e iyi işte bir kendince eğlenceyi hak ettin o zaman!! tabii, ama evde tv izleyip, tıkınmak ve uyuklamak daha iyi.... nerede benim sosyal arkadaşım? yok ruhları öldü, yaşaya ölüler. hadi her hafta sonu gezme de, arada bi insanın canı çekmez mi, gezmek tozmak... kahve içmek, kebap falan yemek... yooo..
az bi ruhu olan da zombi oldu. annem desen zaten hiç sosyal olmadı.
ben de gidemiyorum o zaman ama anne diyorum işte.. öyle bakıyor yüzüme. ee nolmuş? gitme ne var, ne gibi bir zorunluluğun var? gibisinden bakıyor..anneme göre böyleydi her zaman bir sebep bulamaz.
-bir tiyatro gelmiş istanbuldan, güzel bir oyuna benziyor.
+?
(eee bize ne der gibi bi bakış annemden)
-gidelim mi?
+niye?
-niye gidilir tiyatroya?
+of ben çekemem!
-neden?
+çekemem işte!!! kimbilir saat kaçta?
-sabaha karşı 03.30da çünkü manyaklar!!! kaçta olacak anne 20.00da.
+ay o saatte kim gidecek, çok geç!
-20.00 mı?
+e yani, kimse olmaz ki sokaklarda! hele bi de dönüş!!! kimbilir kaçta biter.
-giden herkes de o saatte dönecek evine.
+bize ne onlardan kızım biz nasıl döneceğiz?
-sanırsın vahşi ormanda oturuyoruz, dolmuş var, o yoksa taksi var
+o saatte taksiye binilmez!
-niye?
+binilmez işte!!!
-dolmuşa bineriz anne!
+ay nazlı icat çıkarma başıma off! o saatte dizimiz olur, kaçıramayız, oturur evimizde onu izleriz!!
-o gün çok sevdiğimiz bir dizi yok.
+ben gidemem, çekemem o saatte!!
-eğlenceli bir oyunmuş ama yaa
(ayyy unuttum!! annem eğlenceden, eğlenceli oyun-dizi vs şeylerden neffret eder, hele komediyse daha da!!)
+sevmem ben nazlı!!
-duyan da 1000 oyun izledin de karar verdin sanacak.
+yeterince izledim.
(sadece 3 tiyatro oyunu!!! 0 konser. 2 opera 2 bale!!! sinema gene biraz daha fazladır o da benim zorumla!! iş kitap okumaya geldi mi doymak bilmez, çünkü evden çıkmak gerekmiyor)
-e ben tek gideceğim artık!! kızlar popoüstü oturuyor, gelemezler, pısırıklar çünkü!
(tehdit ediyorum. tek gideceğim ve beni ya kurtlar kapacak, ya sapıklar, ya mafya falan. sağ çıkmam imkansız. çünkü distopik bir çağda yaşıyoruz. üstelik nazlı dünyanın en savunmasız ve salak insanı, hele annesi yanında değilse hayatta kalma şansı 0!!)
(fakat blöfümü görüyor aklı sıra da rest çekiyor)
+iyi! tek git bari!
-evet en azından birimiz görsün.
(şimdi anneme göre ben gidemem. böyle durumlarda gitmeyeceksin diye yasak koyamaz. ama caydırmak için de elinden geleni ardına koymaz. bahaneler çok. hava soğuk, karanlık, ya dolmuş bulamazsan...korku senaryosunda neden dolmuş bulamayacaksam artık?.....
ne varmış sanki ilerde gidermişim. bazen de böyle der. ilerde gidersin, ilerde yaparsın. hangi ileri bu? mesela annemin emekli öğretmen bir arkadaşı var, valla kadın dünyayı gezdi! onun ağzından duyunca heves ediveriyor ama birkaç saniye. sonra bana bir gün ilerde sen de taciser teysen gibi gezersin. niye şimdi değil de ilerde. emekli olunca mı? hayır annemin kastettiği evlilik sonrası!!!
anneme göre böyle aktivitelere eşinle gidersin, öyle yani yalnızsan hakkın yok adeta. bir gün bu fikrini açık etti, ilerde bir gün kocanla gidersin dedi. diyelim ki evlenmedim, peki hiç mi birşey yapamayacağım ben? hakkım mı yok dedim. elbet hakkım olmazmıymış ama eşle gidilirmiş. niye anne, kardeş ya da arkadaşla olmasın? bir cevabı yok. eşle gidilir!! antisosyalliğe bahane.... bir gün de diyor ki yalnız da olsam ilerde gezebilirmişim. nasıl? beni adana'ya bile tek zor gönderiyorsun? nasıl gezeceğim tek? e buna da bir cevabı yok...
yaptırmamak, erteletmek için bahane bunlar. ilerde yaparsın, edersin, gidersin... birde evlendikten sonra geçeri var bizim milletin. sivilcelerin bile evlendikten sonra geçeceğine inanıyor bizimkiler... bilmem kim varmış çok sivilceliymiş ama evlendikten sonra cildi pırıl pırıl olmuş!!
niye dedim bu kadar beğenmediğiniz, eleştirmek için fırsat aradığınız, hatta boşandığınız kocalar bu kadar mı muhteşem? bu 'evlenmek' yani sevişmek, yani peniz bu kadar mı kutsal herşeye çözüm oluyor??
aman ben de! aklımı mı bozmuşum şeyle!! onunla ilgili değilmiş hiç bir kere!! anne oluncaymış geçmişmiş!!
bizim evin yasak konusu cinsellik!! yanlış sulara girdim, ve bir cümleyle aklını orayla bozmuş sanıldım, çok kötü birşey o, yolda beni kurt kapsa ondan iyi yani!! )
...........
şimdi annem mana bulamıyor sosyal aktivitede. sanıyor ki ben de gidemeyeceğim. blöf yaptığımı sanıp oynuyor. oysa ben ikna etmek için dedim. bir değişiklik olur hayatımızda bi tiyatro oyunu izleriz işte.
ama anneme markete, migrosa ve foruma gitmek zaten yeterli bir değişiklik!! bana da yetmeli ya...
sonuna kadar blöf sandı, gidemem sandı. valla.
çıktım gittim.
bahanesi de aman üşütürsün hava soğuk!!
artık sabrımın sonundayım. inşallah! dedim. zatürre olurum böyle geceleri çıkınca!! şu kadarcık aktivite bana zehir olur bana!! bi oyun izlemek bile bana fazla!! hakkım da yok! ben kimim ki? kim takar ki beni? mecbur değilim ya oyun izlemeye!! kim diyor izlemiyorsun diye?? zaten ben mankafa ne anlarım? zaten ben salak sağ dönemem anne eve hakkını helal et bari!!!
amaaan ben de ymiş!!
sonra da tembihlere başlıyor, yalnız yerlerde durmayayımmış, salon boşsa çıkayımmış, kimbilir kimin yanına oturacakmışım! yaa aman ben de icat çıkarmışım!!
inşallah bir seri katildir anne, oyunlardan yalnız kızları kaçırıyordur!!!!
amaan sende!!
ya dolmuş bulamazsammış??? yaa nasıl dönecekmişim taaaaaa buraya? dolmuş bulamazsam ne olacakmış, onun için demiş yani!!
niye dolmuş bulamayayım ki acaba??? yüzlerce insan çıkacak oradan. dolmuşçular da işini bilir hani!!!
nereden bilsinmiş? hani olurmuş ya olurmuş işte!!!
sakın haa başkasının bindiği araca binmeyeyimmiş, taksi bile!!!
neden beni salak sanıyorsun?
sanmıyormuş canım, ama olurmuş ya!!
ne olacak ki?
ne bilsinmiş işte olmaz dediğin olurmuş ya!!!
dolmuştan hadi indim, bizim siteye nasıl gelecekmişim ya?
dolmuş güzergahında bizim site ve dolmuşun geçtiği yola ben diyeyim 200 siz deyin 150 m var, yok be 6 blok mu ne!!
aa oradan beyinsiz nazlı nasıl geçsin? bulabilecek mi bakalım evi geri!!???
amman bendeymiş, yani o saatte sokaklar bomboş olurmuş ondanmış.
valla bizim bura hiç boş olmuyor!! sabaha kadar açık bir büfe bile var. arabaların biri gelir biri gider...
evlerin ışıkları yanar. kapanmış da olsa bir kaç dükkanın ışığı ve hatta yakındaki sitelerin bahçe ve güvenlik odalarının ışıkları...
tabi ben kırk yılda bir de olsa çıktığım ama annemin karanlıkta dışarı çıkma fikrinden bile korktuğu için sokakları görmedi, balkondan baksa da göremez. korkusu onu körleştirir.
ha ama hiç korkmadığını da iddia eder. o ayrı!!!
sadece gereksizmiş.
zaten anneme göre sosyallik gereksiz, saçma! en iyisi mümkün olduğunca az çıkmak.
ha işin gereği geç dönüyorsan da mümkün olduğunca hızlı, acele eve dönmek. öyle okul ve ya iş çıkışı çay içmeye gitmek falan saçma ötesi!!! ne gerek var ki??? sanki arkadaşlarını tüm gün görmedin!!!
............
ne gitme diyebiliyor tavrımdan ne gidemezsin!!
ama ayakkabımı giyerken bile caydırmaz, bezdirmek ve pes ettirmek için küçük küçük uğraşıyor.
son kozu üşütmek!!! ya üşütürsem!!
ya atkım var, kabanım var, çizmem var, yahu şemsiyem ve berem bile var!!
bu kadarla bile şu kadar gidip gelmeye dayanamıyorsam zaten yaşamanın bi anlamı yok! gebereyim!!
...............
keşke yanımda biri olaymış. e sen de gel dedik işte. yok saçma, ne gerek falan.... arkadaşlar desen pısmış..
ha şu uyuz komşu kızını bile kakalamaya çalıştı. sanki bana iyilik. gerekirseymiş bilet parasını biz ödermişiz!!
ay evet yeterki benle gelip bana sahip çıksın değil mi anne!!
aman ondan değilmiş.
neden peki?
yarenlik edermiş işte..
istemem mankafa yaren!!
ya erken gelirseymiş uykusu ya??? kapıyı kim açacakmış bana??
gezi zamanları otelde beni engellediği klişeleşmiş kozu!!
açma o zaman, git uyu anne, sokakta kalayım!!
aman sen de!
nee??? gitme diyorsun yani.
demiyormuş ama insan birşey yapmadan önce önünü ardını iyi düşünmeliymiş.
yahu bara adam kaldırmaya mı gidiyorum tiyatroya!!!
ama akşammış, gündüz olsa neyseymiş!! yokmuymuş matine??
ya benim yüzümden uyuyamayacakmış şimdi!!
gece yarısı mı dönecem yaa?? anca 22.30 olur. zaten o saatte dizi izliyor oluyorsun...
-------
e gittim, ohh bir güzel izledimdi, döndüm..
dönüşte de bana soruyor ama bu yaptığım aşırı ve saçma ve gereksiz sosyalliğe ve yaramazlığa karşılık ama hiç beğenmememi umarak, bu da bir intikam olur sonuçta!! bu kadar uğraştın ama eğlenmedin yaa bak akşam çıkmaları ve ya tiyatro miyatro ne kadar saçma!! ders olsun sana nazlı,bir daha assllaa çıkmazsın!!
eğlenmiş miyim bari!!!
oofff çok!!!!
iyice de abartarak ne kadar şahane bir gece olduğunu anlattım!!
heves etti sanmayın!!
----
eskiden lise hatta üniversite yıllarımda da bir yere gitmek istedim mi beni atlatma bahanelerinde biri şuydu;
kendi gidemezmiş!!! ilerde bir gün kocamla gidermişim!!!
_____
bu kadar güzel evimiz varken dışarda zaman geçirmek ne saçmaymış: sanırsın ev boğazda yalı!! apartman dairesi işte!!
#YalnızlıkDediğin
#YalnızlıkDediğin telefonuna gelen promosyon mesajına bile sevinip, beni düşünenler var canııım diye kendine moral vermektir
en iyisi bir film izlemek, ama ne ona bile karar verememek #YalnızlıkDediğin
#YalnızlıkDediğin artık gerçek hayatından birilerinin değil, kitap ya da film-dizi kahramanlarının rüyalarına dahil olmasıdır
#YalnızlıkDediğin kitaplara, filmlere, müziğe hatta dizilere bi dost gibi sarılmaktır.
#YalnızlıkDediğin anılarla ve hayallerle başbaşa kalmaktır
#YalnızlıkDediğin artık rüyalarında bile görebileceğin kimsenin olmamasıdır
#YalnızlıkDediğin sarıldığın hayallerinde bile hayaline dahil olacak gerçek bir insanın olmamasıdır..
#YalnızlıkDediğin hayallere sarılmaktır..
#YalnızlıkDediğin bi retweetleyeninin bi favlayanının olmamasıdır, #YalnızlıkDediğin kendini retweetlemek için sahte hesaplar açmaktır
#YalnızlıkDediğin pazar günleri, hava yağmurluysa (hoş güneşliyse daha beter eder ya) sana yalnızlığı hatırlatır
#YalnızlıkDediğin hadi bugün bi yerlere gidelim diyeninin olmamasıdır
#YalnızlıkDediğin bugünki gibi yağmurlu, gri bi havada, hem de pazar günü, yapabileceğin tek şeyin, odanda film izlemek olmasıdır tek başına
24.01.2014
veciz söz; kimin umurunda ki
+migrosa gidelim bugün nazlı
-daha evvelsi gün gittik
+eee? yasak mı bir daha gitmek?
(annemin en büyük isyanı)
-değil de zaten gittik
+olsun bir daha gidelim, un kalmadı
-alda marketten alalım
+hayır migrostan alacağım
-offf hergün mü forum hergün mü migros
+dün gitmedik ki, işte nazlı evvelsi gün
-dün migrosa girmedik, forum'u gezdirdin.
+işte keşke migrosa da girseymişiz!!
(annem migrosa aşık galiba)
-migrosta yaşasak keşke!!!
+amaan sende!
migrosa gidince de alacağını alıp çıkmak yok, her reyon gezilecek uzuuun uzun, fiyatlara bakılacak, o lazım mı bu lazım mı tartışası yapılacak. tabi etiketler bana okutulacak. nazlı bu kaça, nazlı bu kaç gram, nazlı bunun tarihi ne kadar??? saatler geçecek..
saatler geçiyor dediğim zaman iyi işte diyor, zaman geçirmek için iyi bir yer...
ben zaman geçiversin, ölsün istemiyorum işte bunu anlatamadım... ununu elemiş eleğini duvara asmış emekli değilim ki zaman geçiyor diye memnun olayım. yakalamam gereken şeyler var... ama onun yerine annemle saatlerimi migrosta harcayacağım...
-hemen mi lazım un? ne yapacaksın ki?
+bişeyler yaparım, hadi nazlı kalk!
mesele sıkılması, dolaşmak istemesi ama kendi kendine yapmak da istemiyor ve ona göre amaçsız olan sahil yürüyüşü saçmalık. sonuç hergün forum, migros...
bazen de bahanesi hani 1-2 gün çıkmamışsak, e benim yürüyüş yapmam lazım nazlı, ben yaşta çok oturulmaz!!
oysaki doktorlar mağaza gezmeyi, vitrin bakmayı yürüyüşten saymıyor, hatta daha yorucu olduğunu söylüyor ve haklılar. sürekli dur kalk yapmak, ayakta dikilmek, kalabalık asap bozucu da...
annem ise napayım peki diyor, mersin'de yapacak bir şey yokmuş ki?
sahilde yürüyüşü çok manasız buluyor, zaten sırtı boynu falan tutulurmuş. hiç değilse forumda lazım şeyler alınıyormuş!! zaten kendine yetiyormuş o kadarı..
ha bir de bu var. kendine yeten hareket, sosyallik falan bana da yetecek diye düşünür ve yetmemesini anlayamaz....
annem eskiden de sosyal değildi. en çok gene teyzemle görüşür. ayda bir veya daha az eski arkadaşlarıyla gün gibi bi şekilde toplanırlar. tabi bu emeklilikten sonra oldu. çalışırken öyle değildi. işten sonra evde vakir geçirirdi, tepemizde!! hatta öyle sosyal değildi ki arkadaş edinme fırsatını bile teperdi, hem de bizi bahane ederek.
komşuya kaş gözle gelemem derdi bi davet aldı mı. bizi bahane ederdi, ya da biz istemezmişiz gibi bir imaj yaratırdı. hatta direk bizi öne sürerdi; kızlar gelmek istemiyor!!
hani hep beraber gitmek kırk yılın başıdır.
esas kendi istemezdi. okulda mecburen yapılan sohbetler, eve gelince mecburen yapılacak işler, bizi sorgulamak, eleştirmek, azarlamak ve boş bir vakitte kitap okumak, tv izlemek, ya da hergün değilse de teyzemle görüşmek ona yetmiştir.
çok sosyal insanları anlayamaz. anlayamıyor...
son yıllarda e tabi iyice ilerledi yaşı ama çok şükür sağlığı iyidir. gene de epey yürüyebilecek gücü varken gezmek, tozmak aramaz. migrosa gitmek, o kadar bi yürüyüş ve değişiklik (!!! anneme göre) ona fazla fazla yetiyor. hele arada sırada carefour'a gidersek ohhh ne ala.... herkese de yetmeli ona göre. benim gibi bir gence bile!!
-ben gelmesem sen gitsen
+ama nazlı yaa bi değişiklik olur!!
-bu mu? ne değişiklik ama! zaten evvelsi gün gittik, değişen bişey bile yoktur.
+belki vardır! belki vitrinler yenilenmiştir! belki indirimde ilginç bişey kalmıştır!
(beni kandıracak aklı sıra)
-heryeri 2 güne bir tarıyoruz herhalde zaten!
+bakmadığımız yerlere bakalım o zaman!
-erkek ve bebek mağazaları ile futbol kulübü mağazaları mı?
+ay ben sıkıldım ama!!
-teyzemi ara, beraber gidin, ona da lazım şeyler vardır.
+iyi ama sen de geleceksin!!
(çifte işkence ^^)
artık ders çalışacağım bahanesi de sökmüyor umrunda bile değil. eskiden ders çalışırken beni ayakta gördüğü an azarlayan, kızan kadın, ki tuvalete ya da su içmeye çıkardım, şimdi hiç ders mers amaan!!
atanmamam işine geliyor, dizinin dibinde olsun kızı, biri uzakta zaten. onunla yeterince uğraşamıyor, zaten ablamla uğraşmak hiç zevkli gelmiyordur çünkü onda mücadele namına bişey yok!! oysa ben öyle miyim??
benim de eski sosyalliğim kalmadı, arkadaşlarım dağıldı, uzaklaştı, koptuk bazılarıyla. ama ablamda annem gibi ezelden beridir antisosyaldir. eniştem olmasa kımıldamaz bile. işten eve evden işe. sıkıntıda duymuyorlar. ancak birşeyler gerektiğinde çıkma isteği oluyor, o da mecburen, aç kalacak değiller ya...

-geleme saçım kötü.
+ay kimin umurunda ki senin saçın!!?? sanırsın herkes saçını inceleyecek!!
biliyorum hiç kimse cidden beni umursamıyor. o belli zaten. ama nedense ben kendime engel olsam bile herkes ve herşey beni ilgilendiriyor. umurumda.
ki bunun saçımın yağlanmış olmasıyla ilgisi yok. saçım kötüyse moralim bozuk olur, moralim bozuksa da çıkmam!! her moralim bozuk olduğunda çıkmam demiyorum. saçım da kötüyse!!
öyle yıkayıp da çıkamam da migren mi istersin sinizüt mü!!
kimin umurunda'nın bir açılımı da şöyledir anneme göre. yani kimse fark etmez ne olacak, sen de idare et demek istemiyor.
kimin umurunda demek ona göre birinin gelip beni eleştirmesi demek. işte afedersiniz bayan saçınız yağlı, bayan çok kilo almışsınız, bayan kıyafetiniz olmamış...vs vb.
böyle bişey de olacak değil, biz iyi iletişim kuran açık sözlü bir millet değiliz. gözlerimizle süzer, inceleriz, eleştirir yereriz...vs neyse işte..
yani nasılsa kimse yanıma gelip eleştirecek değil o zaman bir önemi yok anneme göre...
kendin kendine önemli değilsin bile... kendi isteğin, hissiyatın!!
senin saçın kimin umurunda nazlı?????
zamanla buna da bir çözüm geliştirmeye çalıştı annem;
bandana tak!! topla!!
bana yakışmıyor desen anlamaz. kimin umrunda??
-daha evvelsi gün gittik
+eee? yasak mı bir daha gitmek?
(annemin en büyük isyanı)
-değil de zaten gittik
+olsun bir daha gidelim, un kalmadı
-alda marketten alalım
+hayır migrostan alacağım
-offf hergün mü forum hergün mü migros
+dün gitmedik ki, işte nazlı evvelsi gün
-dün migrosa girmedik, forum'u gezdirdin.
+işte keşke migrosa da girseymişiz!!
(annem migrosa aşık galiba)
-migrosta yaşasak keşke!!!
+amaan sende!
migrosa gidince de alacağını alıp çıkmak yok, her reyon gezilecek uzuuun uzun, fiyatlara bakılacak, o lazım mı bu lazım mı tartışası yapılacak. tabi etiketler bana okutulacak. nazlı bu kaça, nazlı bu kaç gram, nazlı bunun tarihi ne kadar??? saatler geçecek..
saatler geçiyor dediğim zaman iyi işte diyor, zaman geçirmek için iyi bir yer...
ben zaman geçiversin, ölsün istemiyorum işte bunu anlatamadım... ununu elemiş eleğini duvara asmış emekli değilim ki zaman geçiyor diye memnun olayım. yakalamam gereken şeyler var... ama onun yerine annemle saatlerimi migrosta harcayacağım...
-hemen mi lazım un? ne yapacaksın ki?
+bişeyler yaparım, hadi nazlı kalk!
mesele sıkılması, dolaşmak istemesi ama kendi kendine yapmak da istemiyor ve ona göre amaçsız olan sahil yürüyüşü saçmalık. sonuç hergün forum, migros...
bazen de bahanesi hani 1-2 gün çıkmamışsak, e benim yürüyüş yapmam lazım nazlı, ben yaşta çok oturulmaz!!
oysaki doktorlar mağaza gezmeyi, vitrin bakmayı yürüyüşten saymıyor, hatta daha yorucu olduğunu söylüyor ve haklılar. sürekli dur kalk yapmak, ayakta dikilmek, kalabalık asap bozucu da...
annem ise napayım peki diyor, mersin'de yapacak bir şey yokmuş ki?
sahilde yürüyüşü çok manasız buluyor, zaten sırtı boynu falan tutulurmuş. hiç değilse forumda lazım şeyler alınıyormuş!! zaten kendine yetiyormuş o kadarı..
ha bir de bu var. kendine yeten hareket, sosyallik falan bana da yetecek diye düşünür ve yetmemesini anlayamaz....
annem eskiden de sosyal değildi. en çok gene teyzemle görüşür. ayda bir veya daha az eski arkadaşlarıyla gün gibi bi şekilde toplanırlar. tabi bu emeklilikten sonra oldu. çalışırken öyle değildi. işten sonra evde vakir geçirirdi, tepemizde!! hatta öyle sosyal değildi ki arkadaş edinme fırsatını bile teperdi, hem de bizi bahane ederek.
komşuya kaş gözle gelemem derdi bi davet aldı mı. bizi bahane ederdi, ya da biz istemezmişiz gibi bir imaj yaratırdı. hatta direk bizi öne sürerdi; kızlar gelmek istemiyor!!
hani hep beraber gitmek kırk yılın başıdır.
esas kendi istemezdi. okulda mecburen yapılan sohbetler, eve gelince mecburen yapılacak işler, bizi sorgulamak, eleştirmek, azarlamak ve boş bir vakitte kitap okumak, tv izlemek, ya da hergün değilse de teyzemle görüşmek ona yetmiştir.
çok sosyal insanları anlayamaz. anlayamıyor...
son yıllarda e tabi iyice ilerledi yaşı ama çok şükür sağlığı iyidir. gene de epey yürüyebilecek gücü varken gezmek, tozmak aramaz. migrosa gitmek, o kadar bi yürüyüş ve değişiklik (!!! anneme göre) ona fazla fazla yetiyor. hele arada sırada carefour'a gidersek ohhh ne ala.... herkese de yetmeli ona göre. benim gibi bir gence bile!!
-ben gelmesem sen gitsen
+ama nazlı yaa bi değişiklik olur!!
-bu mu? ne değişiklik ama! zaten evvelsi gün gittik, değişen bişey bile yoktur.
+belki vardır! belki vitrinler yenilenmiştir! belki indirimde ilginç bişey kalmıştır!
(beni kandıracak aklı sıra)
-heryeri 2 güne bir tarıyoruz herhalde zaten!
+bakmadığımız yerlere bakalım o zaman!
-erkek ve bebek mağazaları ile futbol kulübü mağazaları mı?
+ay ben sıkıldım ama!!
-teyzemi ara, beraber gidin, ona da lazım şeyler vardır.
+iyi ama sen de geleceksin!!
(çifte işkence ^^)
artık ders çalışacağım bahanesi de sökmüyor umrunda bile değil. eskiden ders çalışırken beni ayakta gördüğü an azarlayan, kızan kadın, ki tuvalete ya da su içmeye çıkardım, şimdi hiç ders mers amaan!!
atanmamam işine geliyor, dizinin dibinde olsun kızı, biri uzakta zaten. onunla yeterince uğraşamıyor, zaten ablamla uğraşmak hiç zevkli gelmiyordur çünkü onda mücadele namına bişey yok!! oysa ben öyle miyim??
benim de eski sosyalliğim kalmadı, arkadaşlarım dağıldı, uzaklaştı, koptuk bazılarıyla. ama ablamda annem gibi ezelden beridir antisosyaldir. eniştem olmasa kımıldamaz bile. işten eve evden işe. sıkıntıda duymuyorlar. ancak birşeyler gerektiğinde çıkma isteği oluyor, o da mecburen, aç kalacak değiller ya...

-geleme saçım kötü.
+ay kimin umurunda ki senin saçın!!?? sanırsın herkes saçını inceleyecek!!
biliyorum hiç kimse cidden beni umursamıyor. o belli zaten. ama nedense ben kendime engel olsam bile herkes ve herşey beni ilgilendiriyor. umurumda.
ki bunun saçımın yağlanmış olmasıyla ilgisi yok. saçım kötüyse moralim bozuk olur, moralim bozuksa da çıkmam!! her moralim bozuk olduğunda çıkmam demiyorum. saçım da kötüyse!!
öyle yıkayıp da çıkamam da migren mi istersin sinizüt mü!!
kimin umurunda'nın bir açılımı da şöyledir anneme göre. yani kimse fark etmez ne olacak, sen de idare et demek istemiyor.
kimin umurunda demek ona göre birinin gelip beni eleştirmesi demek. işte afedersiniz bayan saçınız yağlı, bayan çok kilo almışsınız, bayan kıyafetiniz olmamış...vs vb.
böyle bişey de olacak değil, biz iyi iletişim kuran açık sözlü bir millet değiliz. gözlerimizle süzer, inceleriz, eleştirir yereriz...vs neyse işte..
yani nasılsa kimse yanıma gelip eleştirecek değil o zaman bir önemi yok anneme göre...
kendin kendine önemli değilsin bile... kendi isteğin, hissiyatın!!
senin saçın kimin umurunda nazlı?????
zamanla buna da bir çözüm geliştirmeye çalıştı annem;
bandana tak!! topla!!
bana yakışmıyor desen anlamaz. kimin umrunda??
22.01.2014
planlanmış emrivaki gün
yine tüm günüm planlanmış. her seferinde tepki göstersem neye yarar? anlayan mı var?
işimin olmaması, derse falan gitmemem, elinin altında olmam o kadar hoşuna gidiyor ki.
ne bu kızın çevresi kalmadı, ne bu kızın sosyal hayatı kalmadı diyor. gayet memnun!
oh elinin altında, istediği zaman temizlik yapar, istediği zaman bir yerlere gider. bu kıza sormaya gerek yok işin var mı,
planın var mı diye. e yok çünkü. zaten olmasın da kukla gibi sürükleyeyim. ama çok sessiz kalırsa, boyun eğerse de
sümsük olma diye azarlayabilirim, ohoo sen böyle olursan kaynanan sana neler eder, aahh ah nazlı ben olmasam ne yapacaksın,
sen kaynanaya nasıl dayanacaksın? diyebilirsin. ama yok herşeye de itiraz eder, şikayet eder, iştirak etmezse de
kötü huylu olmakla, uyumsuz olmakla, annesini yalnız bırakmakla suçlayabilirsin.
oh ne güzel her türlü deşarj için elinin altında nazlı!! hazır ve nazır, asla beğenilmemeye, yeterli bulunmamaya,
yaranamamaya razı ve hazır evde bekliyor!!
nazlı evi temizle, sıkıldıysan migrosa git, marketegidip gelmek bana yetiyor!
nazlıya yaşlı, emekli hanım muamelesi de yapılabilir. nasılsa evde, hazırda bekliyor. dışarı çıkmasın hiç. evde börek yiyip
otursun. öyle kendiyle de uğraşmasına gerek yok. ha g.tü çok büyürse de eleştirebilirsin, yaşını yüzüne vurup, yaşının
geçmeye, yaşlanmaya başladığını hatırlatabilir, kafasına kakabilirsin...
nazlı
kendi hayatı ve planları olmayan bir kukla!
temizlik yaptırır beğenmezsin, temizlikçi kadına bile daha iyi davranman gerekir, belalı bir kocası olabilir. ama nazlı öyle mi,
nasılsa elinin altında ve yabancı değil. ona acımana gerek yok! yorulsa kim takar!! aman abartıyordur dersin!
yemek yap biraz sende, öğren, ilerde ne yapacaksın dersin.
sonra yaparken tepesine dikilip eleştirmek, beğenmemek için bir fırsat işte!!!
böylece nazlıya hayat dersi verirsin, herkes seni eleştirecek, beğenmeyecek ve sevmeyecek, hele hiç acımayacak!!!
ama nazlı sen nasıl bilmem napacaksın, aman nazlı hiç olmamış...
zaten nazlı nasılsa çantada keklik, evde hazırda duruyor, yok bi de eğleyecektin!!!
.....................
sabah kalkar kalkmaz; bugün yapacaklarımız sıralanıyor.
benim planım, istediğim ne olsun ki? ben kimim ki?
nasılsa evli değilim, işim de yok, ee zaten evli olsam kocamın, çalışsam işimin kölesiyim...
hergün kitap okumamam ve ya ders çalışmamam için adeta özel bir çaba sarfediyor annem.
kpss falan çalışacam desem, burun kıvırıp küçümsüyor efendim.
amaaan bugün de çalışmayıvereyimmiş!!
yalnız gene şöyle bir ikilem var buna ben kendim karar veremiyorum!!
o gün ders çalışmayıp, yürüyüş yapmak, bir arkadaşımla buluşmak istiyorsam kpss çalışması elde bir koz!!
kaşlar kaldırılıp, yüze buruşuk ve bir haine bakar gibi bi ifade yerleştirilip bugün ders çalışmayacak mısın? sen sınavı
nasıl geçeceksin böyle bilmem ki kafana estiğince çalışmayarak nazlı?? gibi eleştirel nutuklar atmak için işşte bir fırsat!!
her cümlenin sonuna nazlı ekleyerek daha dramatik hale getirmenin de bir fırsatı!!
ç
ben istediğim zama ne yapacağıma karar veremememliyim, ama öyle çok kararsız falan olursam eziklik ve zavallılılıkla falan suçlanmak
için ooohh bir fırsat doğar!!
zaman zaman 34 yaşına, yolun yarısına gelmekle suçlanan da aynı kişi, kendi kendine gününü tayin etme hakkına sahip
olmayan da aynı kişi!!!
ben istediğim zaman mola verince derslerini ihmal eden, düşüncesiz, hayırsız ve sorumsuz insanım!!
ama annem bugün de çalışmayıver!! deme hakkına sahip ve ne beni engellemiş olur, ne haksızlık olur vs.
______________-
öğlen bilmem nerede, mezitli'de bilmem kimin evine gidecekmişiz!!
böyle zamanlarda beni bir kukla, bir babri bebek gibi görmek ister.
normal zamanda bir eyeliner çekmeme karışan, abartılı bulan, gereksiz süs olarak gören, ona kalsa saçını taramadan,
eşofmanla, sütyensiz ve bezmiş biri gibi dolaşan biri olacakken, iş kendi arkadaşlarına gövde gösterisi yapmaya gelince
birden u dönüşü yapmaya da hakkı olan kişidir!!
yalnız o ben değilimdir annemdir!!
gelmek isteyip istememem, bir işimin olup olmamasının bir önemi yoktur.
-sen gün sevmezsin ki! dedim.
sevmemek ne demek neffret eder. ama aslında o davet edilmediği günler midir, başkasının günleri midir, nedir?
+olsun bazen gitmek lazım.
-iyi git.
+sen gelmeyecek gibi konuşuyorsun!
-gelmeyeceğim zaten.
normalde beni hiç beğenmeyen, herşeyime bir kusur bulan, hatta kusuruma bile kusur bulan annem, böyle ortamlara benimle
övünmeye götürmek ister.
bak ne kadar hanım kızım var, baak ne hanım giyinmiş, bakk ne kadar söz dinler, bak ne kadar hamarat, bak ne kadar iyi
yetiştirdim! gösterisi....
ben normalde bir kpssyi geçip atanamamış, başarısız, tembel ve becerizsiz, üstelik bazen aşırı asi bazen pısırık,
sürekli yönetilmesi ve eleştirilmesi, beğenilmemesi gereken, yaşlı bir kızım.
ama böyle ortamlarda, talihsizlik ve hükümet yüzünden atanamamış, okulda çok başarılı, öğrencilerinin bayıldığı, hanım hanımcık,
çok iyi yemek yapan süper bir kıza dönüşürüm!!
tabi bir de evlenemeyen!
ama bu normalde benim kabahatim, beceriksizliğim, biraz daha kriterlerimi düşürüp, idare edip, endimi zorlasam, ama annemin baskısı samayayım,
elimdekiyle yetinmeyi bilsem, evlenebilecek biriyim.
ama bu ortamda işte çok üstün meziyetleri olduğu için haklı olarak karşısındakinden beklentilerinin yüksek olması normal olan,
bana kimseler yakışmadığı, bana yetişemediği için evlenemeyen biriyim. talihsizlik işte aynı ayarda biriyle karşılamamışım!!
_________-
+ben nasıl gideceğim?
-niye kendin gidemeyesin anne?
normalde benden daha akıllı, unutka olmayan hafızası güçlü ve yön duygusu olan biri olduğunu iddia eder!
gerçi defalarca gittiğimiz yerlerden bile çıkarken, dönmek için gerekenin tersi istikamete gitmeye çalışır ve oradan gidilmesi gerektiğini,
iddia eder. kendisi öyle bilmektedir ama... hayır anne oradan uzun yol ama çok yürünür.... ama ben böyle biliyorum nazlı diyebilir.
ya da daha beteri nazlı unutkandır, nazlı yürüyemediği için , yorulduğu için uzun yol tercih edilmemiştir. başkasına da böyle dediği olabilir,
nazlı o kadar yürüyemez!! yürürüm anne. yok canım sen alışık değilsin yorulursun!! birden benimle başkasının yaında övünen kişi
gidip yerne beni yaşlı, nanemolla, yürüyemeyen, hasta biri olarak tanıtan biri de gelebilir.
ya da bazen biryere gitmemek, katılmamak için bahane gösterilen, ve ben engelliyormuşum gibi gösterilen biri de olabilirim!
nazlı gelemez der ben bahane. niye nazlı gelecekki der karşı taraf, anlamaz.
beni bahane olarak kullanır, kendi gitmek istemediğini ve ya benzerini söylemek yerine.
nazlı ders çalışacak, gelemem. e o çalışsıııın!
nazlıyı yalnız bırakamam der. zavallı nazlı yalnız kalamaz ki, korkar!!
bırak kız ders çalışsın derler. yok bırakamazmış yemeğini verecekmiş. sen hazır et o alır yer derler. yok nazlı koyamazmış yemeğini!!
ha daha küçükken bana ders çalıştırmak da istedi de ben tez elden vazgeçirttim...delirmeye niyetim yok! ablam beni çalıştıracak diyerek!
+of ben de gitmem o zaman!
sen gitmezsen ben de gitmem kaprisi başladı.. yalnız gitmek istemiyorum, yolu bilmiyorum demek istemiyor. onun yerine ben kötü olacağım yani.
annesini engelleyen hain evlat!!
-niye, sen git.
ha bu arada annem kendine uygun arkadaşın var olmadığını, varsa da tek tük olduğunu ve belki hatta mersin'de olmadığını iddia ediyor.
o kadar ilerdeymiş ki....
ha şu var arada bir görüştüğü arkadaşları da en az annem kadar klasik Türk emekli hanımıdır ama meseela hiç kitap okumazlar,
bu konuda konuşabilmelerine imkan yok. ondan bahsediyor!
tabi kitapları ben alırım, önce annem okur ve tutamaz bana anlatır, spoiler alert boşuna!!
+napacam ben tek başıma?
-annecim senin arkadaşın, senin akranın, ben esas ne yapacağım?
hele bir yumuşak yüzüne gelsin de git, evin hizmetkarı sen olursun. nazlı kak yardım et! bu yaşta dolanıp durmasın ev sahibi diye
ben garson olacağım. oraya hizmete götürülmüş, potansiyel gelin rolü ayrıca!!
+ben gitmek istiyorsum, melike'yi ne zamadır görmedim.
-e git işte!
+sen gelmezsen gitmem.
-gelmem.
+nazlı!!!
ne kötü bir evladım!! annem için yüz bininci defa işkencelere katlanmalıyım. yaşlı teyzelerimin eski, karamsar anıları, kocalarından şikayetleri,
bazen abartılı gülmeleri, ağlamaları, oğullarını övmeleri, gel,inlerini bazen yermeli bazen kıskandırmak için övmeleri;
kızlarını yere göğe sığdıramamaları, evlilik sohbetleri, eskiden diye başlayan cümleler, çok çekmişler eskiden bzim nesil hiç çekmiyormuş artık!!
bir süre sonra yarışa dönüşen evlat övünmeleri, torunlarının hikayeleri, doğum anıları, torunları bebekse bakım konuşmaları,
okul çağındaysa uzuun uzun ders ve puan konuşmaları.....daha sonra hazırda bulunan ve nispeten genç olanları sorgulama, heleki
bekarsa..... öyle yerlerden de sorar, zayıf noktanı, kırgınlığını bulurlar ki, karşılarında ağlasan zevkten ölecekler,
fikir almak istemişsin gibi akıl vermeye kalkar, oradan gene biz eskiden'e bağlarlar. onlar neler çekmiş neler...
bari siz çekmeyin aman iyi de demezler pek... çek aynı onlar gibi çek!!!....... bu kadarı geldi aklıma...
-baraber gidelim, ben sahilde yürüyüş yaparım.
annemde bir umut!!! kapıda birileriyle karşılaşırsak, benim vicdan terbiye vs duygularımla oynayıp, içeri tıkar maymun ederler!!!
yoook yemezler!!!
işimin olmaması, derse falan gitmemem, elinin altında olmam o kadar hoşuna gidiyor ki.
ne bu kızın çevresi kalmadı, ne bu kızın sosyal hayatı kalmadı diyor. gayet memnun!
oh elinin altında, istediği zaman temizlik yapar, istediği zaman bir yerlere gider. bu kıza sormaya gerek yok işin var mı,
planın var mı diye. e yok çünkü. zaten olmasın da kukla gibi sürükleyeyim. ama çok sessiz kalırsa, boyun eğerse de
sümsük olma diye azarlayabilirim, ohoo sen böyle olursan kaynanan sana neler eder, aahh ah nazlı ben olmasam ne yapacaksın,
sen kaynanaya nasıl dayanacaksın? diyebilirsin. ama yok herşeye de itiraz eder, şikayet eder, iştirak etmezse de
kötü huylu olmakla, uyumsuz olmakla, annesini yalnız bırakmakla suçlayabilirsin.
oh ne güzel her türlü deşarj için elinin altında nazlı!! hazır ve nazır, asla beğenilmemeye, yeterli bulunmamaya,
yaranamamaya razı ve hazır evde bekliyor!!
nazlı evi temizle, sıkıldıysan migrosa git, marketegidip gelmek bana yetiyor!
nazlıya yaşlı, emekli hanım muamelesi de yapılabilir. nasılsa evde, hazırda bekliyor. dışarı çıkmasın hiç. evde börek yiyip
otursun. öyle kendiyle de uğraşmasına gerek yok. ha g.tü çok büyürse de eleştirebilirsin, yaşını yüzüne vurup, yaşının
geçmeye, yaşlanmaya başladığını hatırlatabilir, kafasına kakabilirsin...
nazlı
kendi hayatı ve planları olmayan bir kukla!
temizlik yaptırır beğenmezsin, temizlikçi kadına bile daha iyi davranman gerekir, belalı bir kocası olabilir. ama nazlı öyle mi,
nasılsa elinin altında ve yabancı değil. ona acımana gerek yok! yorulsa kim takar!! aman abartıyordur dersin!
yemek yap biraz sende, öğren, ilerde ne yapacaksın dersin.
sonra yaparken tepesine dikilip eleştirmek, beğenmemek için bir fırsat işte!!!
böylece nazlıya hayat dersi verirsin, herkes seni eleştirecek, beğenmeyecek ve sevmeyecek, hele hiç acımayacak!!!
ama nazlı sen nasıl bilmem napacaksın, aman nazlı hiç olmamış...
zaten nazlı nasılsa çantada keklik, evde hazırda duruyor, yok bi de eğleyecektin!!!
.....................
sabah kalkar kalkmaz; bugün yapacaklarımız sıralanıyor.
benim planım, istediğim ne olsun ki? ben kimim ki?
nasılsa evli değilim, işim de yok, ee zaten evli olsam kocamın, çalışsam işimin kölesiyim...
hergün kitap okumamam ve ya ders çalışmamam için adeta özel bir çaba sarfediyor annem.
kpss falan çalışacam desem, burun kıvırıp küçümsüyor efendim.
amaaan bugün de çalışmayıvereyimmiş!!
yalnız gene şöyle bir ikilem var buna ben kendim karar veremiyorum!!
o gün ders çalışmayıp, yürüyüş yapmak, bir arkadaşımla buluşmak istiyorsam kpss çalışması elde bir koz!!
kaşlar kaldırılıp, yüze buruşuk ve bir haine bakar gibi bi ifade yerleştirilip bugün ders çalışmayacak mısın? sen sınavı
nasıl geçeceksin böyle bilmem ki kafana estiğince çalışmayarak nazlı?? gibi eleştirel nutuklar atmak için işşte bir fırsat!!
her cümlenin sonuna nazlı ekleyerek daha dramatik hale getirmenin de bir fırsatı!!
ç
ben istediğim zama ne yapacağıma karar veremememliyim, ama öyle çok kararsız falan olursam eziklik ve zavallılılıkla falan suçlanmak
için ooohh bir fırsat doğar!!
zaman zaman 34 yaşına, yolun yarısına gelmekle suçlanan da aynı kişi, kendi kendine gününü tayin etme hakkına sahip
olmayan da aynı kişi!!!
ben istediğim zaman mola verince derslerini ihmal eden, düşüncesiz, hayırsız ve sorumsuz insanım!!
ama annem bugün de çalışmayıver!! deme hakkına sahip ve ne beni engellemiş olur, ne haksızlık olur vs.
______________-
öğlen bilmem nerede, mezitli'de bilmem kimin evine gidecekmişiz!!
böyle zamanlarda beni bir kukla, bir babri bebek gibi görmek ister.
normal zamanda bir eyeliner çekmeme karışan, abartılı bulan, gereksiz süs olarak gören, ona kalsa saçını taramadan,
eşofmanla, sütyensiz ve bezmiş biri gibi dolaşan biri olacakken, iş kendi arkadaşlarına gövde gösterisi yapmaya gelince
birden u dönüşü yapmaya da hakkı olan kişidir!!
yalnız o ben değilimdir annemdir!!
gelmek isteyip istememem, bir işimin olup olmamasının bir önemi yoktur.
-sen gün sevmezsin ki! dedim.
sevmemek ne demek neffret eder. ama aslında o davet edilmediği günler midir, başkasının günleri midir, nedir?
+olsun bazen gitmek lazım.
-iyi git.
+sen gelmeyecek gibi konuşuyorsun!
-gelmeyeceğim zaten.
normalde beni hiç beğenmeyen, herşeyime bir kusur bulan, hatta kusuruma bile kusur bulan annem, böyle ortamlara benimle
övünmeye götürmek ister.
bak ne kadar hanım kızım var, baak ne hanım giyinmiş, bakk ne kadar söz dinler, bak ne kadar hamarat, bak ne kadar iyi
yetiştirdim! gösterisi....
ben normalde bir kpssyi geçip atanamamış, başarısız, tembel ve becerizsiz, üstelik bazen aşırı asi bazen pısırık,
sürekli yönetilmesi ve eleştirilmesi, beğenilmemesi gereken, yaşlı bir kızım.
ama böyle ortamlarda, talihsizlik ve hükümet yüzünden atanamamış, okulda çok başarılı, öğrencilerinin bayıldığı, hanım hanımcık,
çok iyi yemek yapan süper bir kıza dönüşürüm!!
tabi bir de evlenemeyen!
ama bu normalde benim kabahatim, beceriksizliğim, biraz daha kriterlerimi düşürüp, idare edip, endimi zorlasam, ama annemin baskısı samayayım,
elimdekiyle yetinmeyi bilsem, evlenebilecek biriyim.
ama bu ortamda işte çok üstün meziyetleri olduğu için haklı olarak karşısındakinden beklentilerinin yüksek olması normal olan,
bana kimseler yakışmadığı, bana yetişemediği için evlenemeyen biriyim. talihsizlik işte aynı ayarda biriyle karşılamamışım!!
_________-
+ben nasıl gideceğim?
-niye kendin gidemeyesin anne?
normalde benden daha akıllı, unutka olmayan hafızası güçlü ve yön duygusu olan biri olduğunu iddia eder!
gerçi defalarca gittiğimiz yerlerden bile çıkarken, dönmek için gerekenin tersi istikamete gitmeye çalışır ve oradan gidilmesi gerektiğini,
iddia eder. kendisi öyle bilmektedir ama... hayır anne oradan uzun yol ama çok yürünür.... ama ben böyle biliyorum nazlı diyebilir.
ya da daha beteri nazlı unutkandır, nazlı yürüyemediği için , yorulduğu için uzun yol tercih edilmemiştir. başkasına da böyle dediği olabilir,
nazlı o kadar yürüyemez!! yürürüm anne. yok canım sen alışık değilsin yorulursun!! birden benimle başkasının yaında övünen kişi
gidip yerne beni yaşlı, nanemolla, yürüyemeyen, hasta biri olarak tanıtan biri de gelebilir.
ya da bazen biryere gitmemek, katılmamak için bahane gösterilen, ve ben engelliyormuşum gibi gösterilen biri de olabilirim!
nazlı gelemez der ben bahane. niye nazlı gelecekki der karşı taraf, anlamaz.
beni bahane olarak kullanır, kendi gitmek istemediğini ve ya benzerini söylemek yerine.
nazlı ders çalışacak, gelemem. e o çalışsıııın!
nazlıyı yalnız bırakamam der. zavallı nazlı yalnız kalamaz ki, korkar!!
bırak kız ders çalışsın derler. yok bırakamazmış yemeğini verecekmiş. sen hazır et o alır yer derler. yok nazlı koyamazmış yemeğini!!
ha daha küçükken bana ders çalıştırmak da istedi de ben tez elden vazgeçirttim...delirmeye niyetim yok! ablam beni çalıştıracak diyerek!
+of ben de gitmem o zaman!
sen gitmezsen ben de gitmem kaprisi başladı.. yalnız gitmek istemiyorum, yolu bilmiyorum demek istemiyor. onun yerine ben kötü olacağım yani.
annesini engelleyen hain evlat!!
-niye, sen git.
ha bu arada annem kendine uygun arkadaşın var olmadığını, varsa da tek tük olduğunu ve belki hatta mersin'de olmadığını iddia ediyor.
o kadar ilerdeymiş ki....
ha şu var arada bir görüştüğü arkadaşları da en az annem kadar klasik Türk emekli hanımıdır ama meseela hiç kitap okumazlar,
bu konuda konuşabilmelerine imkan yok. ondan bahsediyor!
tabi kitapları ben alırım, önce annem okur ve tutamaz bana anlatır, spoiler alert boşuna!!
+napacam ben tek başıma?
-annecim senin arkadaşın, senin akranın, ben esas ne yapacağım?
hele bir yumuşak yüzüne gelsin de git, evin hizmetkarı sen olursun. nazlı kak yardım et! bu yaşta dolanıp durmasın ev sahibi diye
ben garson olacağım. oraya hizmete götürülmüş, potansiyel gelin rolü ayrıca!!
+ben gitmek istiyorsum, melike'yi ne zamadır görmedim.
-e git işte!
+sen gelmezsen gitmem.
-gelmem.
+nazlı!!!
ne kötü bir evladım!! annem için yüz bininci defa işkencelere katlanmalıyım. yaşlı teyzelerimin eski, karamsar anıları, kocalarından şikayetleri,
bazen abartılı gülmeleri, ağlamaları, oğullarını övmeleri, gel,inlerini bazen yermeli bazen kıskandırmak için övmeleri;
kızlarını yere göğe sığdıramamaları, evlilik sohbetleri, eskiden diye başlayan cümleler, çok çekmişler eskiden bzim nesil hiç çekmiyormuş artık!!
bir süre sonra yarışa dönüşen evlat övünmeleri, torunlarının hikayeleri, doğum anıları, torunları bebekse bakım konuşmaları,
okul çağındaysa uzuun uzun ders ve puan konuşmaları.....daha sonra hazırda bulunan ve nispeten genç olanları sorgulama, heleki
bekarsa..... öyle yerlerden de sorar, zayıf noktanı, kırgınlığını bulurlar ki, karşılarında ağlasan zevkten ölecekler,
fikir almak istemişsin gibi akıl vermeye kalkar, oradan gene biz eskiden'e bağlarlar. onlar neler çekmiş neler...
bari siz çekmeyin aman iyi de demezler pek... çek aynı onlar gibi çek!!!....... bu kadarı geldi aklıma...
-baraber gidelim, ben sahilde yürüyüş yaparım.
annemde bir umut!!! kapıda birileriyle karşılaşırsak, benim vicdan terbiye vs duygularımla oynayıp, içeri tıkar maymun ederler!!!
yoook yemezler!!!
18.01.2014
napsam suç
Ben kuru meyve sevmem ama annem yedirme mücadelesi verir. Markette her bir kuru meyveyi birbir sorar. incir alalım mı? üzüm? Mango alalım? .... Ben istemem. Bu yüzden hiç birini almaz, sonra da şikayet eder. Canı istemiş de ama... E sen kendine alsaydın. Bazen mecburen al derim, çünkü sırf kendi istiyor diye almaz, bana da yavru kedi gibi bakar alalım mı derken, illa duygu blrliği olacak. Sonra da yemiyorsun der. çok az yerim çünkü çok tatlı geliyor sevmiyorum. Ama dırdır bitmez. E niye almışız o zaman??? Ben alalım diyormuşum ama yemiyormuşum bozulacakmış, ne müsrifmişim! Ben istemedim ki! istedin, sordum olur dedin! E istemem deyince de kızıyorsun anne, sonra kendin de yiyemediğin için şikayet ediyorsun! öyle ama laf aralarında iğneleyip durur; aslında çok severmiş de işte ben sevmem diye almıyormuş da, özlemiş de aslında ama.... E az al kendine, illa kiloyla alınacak değil ya! Yok almaz öyle sırf kendine ya. Kızından esirgiyor derlermiş ya! Sanki ev gizli kamerayla izleniyor kim bilecekse... Sonuç napsam suç
uyuklama
Hani tv karşısında uyuklanır ya, 5 dk şekerleme ya, hııı evet sıkar biraz bizim evde!!
Yani bana yasak adeta.
Tam içim geçer dalacak olurum, annem aniden bişey sorar, konuşur, tv'deki şeye yorum yapar. Ay içim geçmiş dalmıştım tam derim; ya da uyukluyordum tam derim.
Hani bu durumda susarsın da bırak uyuklasın. Yoo hayır annem konuşmaya devam eder.
Yok eğer susmuşsa da zaten bi kere bölmüştür, bi süre durur ve aniden gene soru sorar.
Gene ay uyukluyordum derim gene aldırmaz. çenesi durmuyor ki ;)
benim anlayış beklemem olasılık dışı, görmemse imkansız!
Ama iş kendine gelince öyle değil ha! Kendi uyuklarken ben farketmeden konuşmuşsam fırça yerim! Farketmedim desem nolacak gene şşiişşttt sus!der. Ama aynı şeyi ben yapsam aman ne vardır uyuklayacak, aman ben de tam zamanını bulmuşumdur uyuklamanın!!!!
Benim uyuklama hakkım yok!ama kendinin var! Bazen de şöyle der of sus nazlı bi uyutmadın!! Daha bikaç saat önce hiç konuşmuyorsun , hiç konuşmuyoruz diye şikayet eden kişi bu!! Ha bi de şöyle fırça yerim; git yerine yat o zaman! Nazlı git yat!nazlı git yat o zaman....tekrar tekrar! Sadece 5 dk uyku lazımdır oysa ama o kadarı sana çok görülür!
Uykunu kaçırana kadar tekrarlanıır bu, güya iyilik! Ha birgün kızdım gittim yattım bende!bikaç saat sonra kapıma geldip sesleniyor, uyuyormuymuşum, kalmayacakmıymışım??tv'yi kapatamamış! Nazlı kak kapat! Bazen de kendi uyuklar ve ben kımıldadığım anda kızarö şişt uyuyorum! Hmmm konuşma uyuyorum! Zaten konuşmuyorum bile!
Ama hareket bile etmeyecekmişim buna göre! Diyelim ben uyukladığını fark etmediğim sırada kanal değiştiysem de rahatsız olur! Kızar, benim yüzümden uykusu kaçmış, azcık bile uyuklayamamış, hakkı mı yokmuş???!! Ben şikayet edince ya hiç takmaz ya aman ben ne bileyim uyuduğunu diye gene azarlar, zaten kaçırır.
Yani bana yasak adeta.
Tam içim geçer dalacak olurum, annem aniden bişey sorar, konuşur, tv'deki şeye yorum yapar. Ay içim geçmiş dalmıştım tam derim; ya da uyukluyordum tam derim.
Hani bu durumda susarsın da bırak uyuklasın. Yoo hayır annem konuşmaya devam eder.
Yok eğer susmuşsa da zaten bi kere bölmüştür, bi süre durur ve aniden gene soru sorar.
Gene ay uyukluyordum derim gene aldırmaz. çenesi durmuyor ki ;)
benim anlayış beklemem olasılık dışı, görmemse imkansız!
Ama iş kendine gelince öyle değil ha! Kendi uyuklarken ben farketmeden konuşmuşsam fırça yerim! Farketmedim desem nolacak gene şşiişşttt sus!der. Ama aynı şeyi ben yapsam aman ne vardır uyuklayacak, aman ben de tam zamanını bulmuşumdur uyuklamanın!!!!
Benim uyuklama hakkım yok!ama kendinin var! Bazen de şöyle der of sus nazlı bi uyutmadın!! Daha bikaç saat önce hiç konuşmuyorsun , hiç konuşmuyoruz diye şikayet eden kişi bu!! Ha bi de şöyle fırça yerim; git yerine yat o zaman! Nazlı git yat!nazlı git yat o zaman....tekrar tekrar! Sadece 5 dk uyku lazımdır oysa ama o kadarı sana çok görülür!
Uykunu kaçırana kadar tekrarlanıır bu, güya iyilik! Ha birgün kızdım gittim yattım bende!bikaç saat sonra kapıma geldip sesleniyor, uyuyormuymuşum, kalmayacakmıymışım??tv'yi kapatamamış! Nazlı kak kapat! Bazen de kendi uyuklar ve ben kımıldadığım anda kızarö şişt uyuyorum! Hmmm konuşma uyuyorum! Zaten konuşmuyorum bile!
Ama hareket bile etmeyecekmişim buna göre! Diyelim ben uyukladığını fark etmediğim sırada kanal değiştiysem de rahatsız olur! Kızar, benim yüzümden uykusu kaçmış, azcık bile uyuklayamamış, hakkı mı yokmuş???!! Ben şikayet edince ya hiç takmaz ya aman ben ne bileyim uyuduğunu diye gene azarlar, zaten kaçırır.
cici baba
Bi ara annem evlenmeye niyetlenmişti, bize de işlemek için uğraşırdı, ne güzel ablamız ve abimiz olacakmış! Gezdirirlermiş bizi, hediye alırlarmış yaa!! (çocuk kandırır gibi söylerdi).
Bi vesileyle tanışmışdık da, hiç de öyle gezdirecek ve hediye alacak gibi değillerdi o yemekte. Yediğin kebap boğazına dizilsin inşallah der gibi bakmıştı cici baba adayımızın 17 yaşındaki kızı!!
Saftirik ablam bile ne biçim bakıyor öyle demişti! Böyle çocuk kandırır gibi konuşurdu bizle. Ben 13 ablam 15'tik. biz aksini söylemiyorduk doğrusu ama ....
Sonra bi zaman sonra işte ne olduysa bize anlatmıyor, vazgeçti. Bahanesi de bizdik biz ablamla kafakafaya vermişiz, kararlaştırmışız, anneme demişiz ki 'biz cici baba istemiyoruz!' .
kendi sorgu sualden kurtulmak için böyle demişti soranlara...
Hiç de öyle bişey demedik ma işte ihale bize kaldı.
Bundan sonra kendi bahanesine kendi de inandı üstelik, kim sorarsa, yani öyle çok soran da olmazdı ama, gene de işte; bizi bahane gösterirdi. Kızlar istemedi. bi epey bi zaman sonra bu hikayeyi kendinin uydurduğunu bile unuttu, konu açılınca da evlenmeye niyetlenmiş bi ara ama işte biz demişiz cici baba istemeyiz. anne onu sen uydurmuştun, biz öyle bir şey dememiştik dedim. aa ama zaten istemiyormuşuz ki, o öyle hatırlıyormuş....
annemde zaten haklı çıkma, kendini haklı görme ve çıkarma psikolojisi kuvvetlidir. ne güzel böyle hayatı hatırlamak; işine geldiği gibi!!
olayın akabindeki zaman diliminde;
Neden öyle diyorsun demiştim bir gün, napsınmış gerçeği söyleyecek hali yokmuş ya!!
-E ama bizi suçluyor, sorguluyor, kızıyorlar! (teyzem, eniştem, anne tarafından az uzak akrabalar)
+Ee napiim???
-Anlaşamadık de.
O zaman neden diye sorarlarmış ama! Oysa kızların istememesi kendini sorgulamaktan az biraz kurtarıyordu!! Ne güzel değil mi???
Bize düşen de sorgulanmak, azarlanmak, bencilsiniz anneniz yalnız mı kalsın? denmesi, yalan söylemek zorunda falan kalmak....
Bi vesileyle tanışmışdık da, hiç de öyle gezdirecek ve hediye alacak gibi değillerdi o yemekte. Yediğin kebap boğazına dizilsin inşallah der gibi bakmıştı cici baba adayımızın 17 yaşındaki kızı!!
Saftirik ablam bile ne biçim bakıyor öyle demişti! Böyle çocuk kandırır gibi konuşurdu bizle. Ben 13 ablam 15'tik. biz aksini söylemiyorduk doğrusu ama ....
Sonra bi zaman sonra işte ne olduysa bize anlatmıyor, vazgeçti. Bahanesi de bizdik biz ablamla kafakafaya vermişiz, kararlaştırmışız, anneme demişiz ki 'biz cici baba istemiyoruz!' .
kendi sorgu sualden kurtulmak için böyle demişti soranlara...
Hiç de öyle bişey demedik ma işte ihale bize kaldı.
Bundan sonra kendi bahanesine kendi de inandı üstelik, kim sorarsa, yani öyle çok soran da olmazdı ama, gene de işte; bizi bahane gösterirdi. Kızlar istemedi. bi epey bi zaman sonra bu hikayeyi kendinin uydurduğunu bile unuttu, konu açılınca da evlenmeye niyetlenmiş bi ara ama işte biz demişiz cici baba istemeyiz. anne onu sen uydurmuştun, biz öyle bir şey dememiştik dedim. aa ama zaten istemiyormuşuz ki, o öyle hatırlıyormuş....
annemde zaten haklı çıkma, kendini haklı görme ve çıkarma psikolojisi kuvvetlidir. ne güzel böyle hayatı hatırlamak; işine geldiği gibi!!
olayın akabindeki zaman diliminde;
Neden öyle diyorsun demiştim bir gün, napsınmış gerçeği söyleyecek hali yokmuş ya!!
-E ama bizi suçluyor, sorguluyor, kızıyorlar! (teyzem, eniştem, anne tarafından az uzak akrabalar)
+Ee napiim???
-Anlaşamadık de.
O zaman neden diye sorarlarmış ama! Oysa kızların istememesi kendini sorgulamaktan az biraz kurtarıyordu!! Ne güzel değil mi???
Bize düşen de sorgulanmak, azarlanmak, bencilsiniz anneniz yalnız mı kalsın? denmesi, yalan söylemek zorunda falan kalmak....
kısa
Altyazılı dizi izlerken hiç susmuyor, zaten sevmez iyice bahanesi oluyor. önce altyazılı hiç sevmem demek bahane ve başlangıç oluyor. Sonra bahane çok konuşmaya. Ya karakterleri eleştirir ya kıyafetleri, olayları..çok seçenek. Uyarsan da bikaç dakika anca susabilir. Ne çirkin adam/kadınmış, ne kadar kırışıkmış, kıyafeti bilmem neymiş... Bu yabancıların perdeleri hep açıkmış, oysa bizde olamazmış, millet birbirini izler dedikodu yaparmış..... Kapılarında, pencerelerinde demir de yokmuş, nasıl öyle yaşıyorlarmış...... Konu konuyu açar....
____
Otobüs-dolmuşa binmek ya da binememek! Seneleeeer oldu ne güzergahları öğrendi ya da emin olamıyor ya da bana inanmıyor. Ben söylesem de illa şöföre soracak. Hatta bu yüzden Mersin'e yeni taşındığımız falan sanılıyor, buna da öyle sinirleniyor ki!!
bu gitmez oraya derim, inanmaz, illa bi kusurumu bulacak, üşenmez içeri uzanır, çıkar şöföre sorar. acak onlar hayır derse inanır! ben dedim sana desem de iyi bilene sormak lazımmış!!
bazen de kendinin iyi bildiğini sanır, atılır da atılır her gördüğü toplu taşıma aracına. anne o değil!!!
bu tez canlı olduğu acele ettiği günlerde olur. beni duymayıp kalabalıktan boş yer bulayım telaşından geçip oturduğu bile oldu. etrafıma bakınıyorum annem yok, içerden sesleniyor, aptal nazlıyım ya, gel diyor. anne o gitmez ki oraya!!!
____
Diyor ki hiç bişeyi içine atmamak lazım, sen içine atıyorsun. Ama diyelim ki ben sıkıntılı ve sinirliyim, söylenmek, konuşmak istiyorum o zaman da beni susturuyor! Aman ben de ne olumsuzmuşum, onun sinirlenecek hali mi varmış, aman bunun da asabını bozuyormuşum!!! Aaa hiç öyle yaparmıymış ne zaman yapmış?? Söyleyince böyle cevabı bu!
___
çok makyaj yapma erkekler peşine düşer!! ---- yeni yetmeyken böyle demişti. Sivilcem çıkmasına hiç üzülmezdi, böylece erkekler yani tehlikeden korunmuş olurmuşum!! böyle bile dedi.
____
Hani bi reklam var ya, kadın tam da dizisini izlemeye başlayacakken karşısına bin türlü engel çıkıyor: kapı çalıyor, bebek ağlıyor, papağan ötüyor, kocası lambayla uğraşıyor falan... işte ben de onun bi versiyonunu yaşıyorum, ama bunlara benzer şeyler ya ben tuvalete girmişken, ya banyoya girmişken, ya dişimi fırçalarken ya da soyunup giyinirken oluyor!
___
kimseyi sevmiyor, herkeste bir kusur arıyor. televizyonda bile. ama hele ki komedyense o kişi, daha da artıyor nefreti!! koskoca adamların haline bak, ne saçma şey!! koca adamlara yakışmıyor!! hiç komik bile değil!!
.....
____-
Annemin mottosu; 'eskiden'. Bişeylerden bahsederken hep böyle der, eskilerl anar ve arar. Eskisi gibi olsun ister. Bu bazen nostaljik bişeyken bazen de gereksiz ya da geri bişey oluyor. Trafik eskiden çok kolaydı, kalabalık değildi Mersin. Bu iyi. Ama eskiden haftada bir yıkanırdık. Bu kötü işte. Ya da eskiden teknoloji yoktu ne güzel der. Sohbet varmış. Ama kendinin demek istediği eskilerden bahsetmek, kötü insanlar ve olayları defalarca anlatmak, ya da yakın zamandakileri, bazen de herşeyi kötülemek demek.
_________
Hemen dön ha! Markete diye çıkıp 3 saat dönmüyorsun kızım!! Bi dolaşmayayımmı?? Ne varsa dolaşacak????
dışarı çıkmak için bir zorunluluk olmalı, öyle sebepsiz olmaz....
___________
Asansöre binmemi bekler illa. Kendim binemem. Hani biraz geç gelirse basmadığımı sanır düğmeye. iyi bas!! Der. Bi daha bas!! Kızar kendi gelip bakar, basmış mıyım!!
zaten kırmızı yanıyor düğme ama tekrar tekrar basar benim yerime!
ben o kadar salağım ki, o basmasa ve asansör gelmese, asansörün önünde yıl geçiririm!!!
_____________
Bi yere giderken illa arkamdan bakar, eğer her zamanki yolda yürümüyorsam endişelenir. Telefon açar nazlıııı!!nereye gidiyorsun??? Der bazen. Bazen de benim salak olduğumu düşünmek işine mi gelir bilmem açar ve nazlı!oradan gidilmez!! Der. Dışarı çıkacaksan nereye-nerelere gideceğimi ve kaç saatte döneceğimi bilmek ister. Bilinmezlikten hoşlanmaz. Aptal kızı biraz gecikse başına bişey gelmiştir! işte kendi zaten dışarı çıkmayı sevmez oldu, bazen istemiyor, bazen de ağrısı oluyor. Beni tek göndermek istemediğinden bin dereden su getirlr.
__________
Her gün iç çamaşırı değiştirmemi eleştiren, gereksiz bulan annem şimdi bana akıl veriyor; +nereye?
-Lazer epilasyona.
+Hıı?e temiz külot giyeydin bari ha!
-Hergün başka kilot giyerim ya ben.
+Yaa?hı, değiştin mi?
-Hergün diyorum zaten değişiyorum.
+iyi de şimdi?
niye bu kadar külodun var? Hergün yenisini giymeye ne gerek var? Diye her aklına geldiğinde, çamaşır asarken görüp farkettiğinde eleştiren de aynı kişi!
____
Otobüs-dolmuşa binmek ya da binememek! Seneleeeer oldu ne güzergahları öğrendi ya da emin olamıyor ya da bana inanmıyor. Ben söylesem de illa şöföre soracak. Hatta bu yüzden Mersin'e yeni taşındığımız falan sanılıyor, buna da öyle sinirleniyor ki!!
bu gitmez oraya derim, inanmaz, illa bi kusurumu bulacak, üşenmez içeri uzanır, çıkar şöföre sorar. acak onlar hayır derse inanır! ben dedim sana desem de iyi bilene sormak lazımmış!!
bazen de kendinin iyi bildiğini sanır, atılır da atılır her gördüğü toplu taşıma aracına. anne o değil!!!
bu tez canlı olduğu acele ettiği günlerde olur. beni duymayıp kalabalıktan boş yer bulayım telaşından geçip oturduğu bile oldu. etrafıma bakınıyorum annem yok, içerden sesleniyor, aptal nazlıyım ya, gel diyor. anne o gitmez ki oraya!!!
____
Diyor ki hiç bişeyi içine atmamak lazım, sen içine atıyorsun. Ama diyelim ki ben sıkıntılı ve sinirliyim, söylenmek, konuşmak istiyorum o zaman da beni susturuyor! Aman ben de ne olumsuzmuşum, onun sinirlenecek hali mi varmış, aman bunun da asabını bozuyormuşum!!! Aaa hiç öyle yaparmıymış ne zaman yapmış?? Söyleyince böyle cevabı bu!
___
çok makyaj yapma erkekler peşine düşer!! ---- yeni yetmeyken böyle demişti. Sivilcem çıkmasına hiç üzülmezdi, böylece erkekler yani tehlikeden korunmuş olurmuşum!! böyle bile dedi.
____
Hani bi reklam var ya, kadın tam da dizisini izlemeye başlayacakken karşısına bin türlü engel çıkıyor: kapı çalıyor, bebek ağlıyor, papağan ötüyor, kocası lambayla uğraşıyor falan... işte ben de onun bi versiyonunu yaşıyorum, ama bunlara benzer şeyler ya ben tuvalete girmişken, ya banyoya girmişken, ya dişimi fırçalarken ya da soyunup giyinirken oluyor!
___
kimseyi sevmiyor, herkeste bir kusur arıyor. televizyonda bile. ama hele ki komedyense o kişi, daha da artıyor nefreti!! koskoca adamların haline bak, ne saçma şey!! koca adamlara yakışmıyor!! hiç komik bile değil!!
.....
____-
Annemin mottosu; 'eskiden'. Bişeylerden bahsederken hep böyle der, eskilerl anar ve arar. Eskisi gibi olsun ister. Bu bazen nostaljik bişeyken bazen de gereksiz ya da geri bişey oluyor. Trafik eskiden çok kolaydı, kalabalık değildi Mersin. Bu iyi. Ama eskiden haftada bir yıkanırdık. Bu kötü işte. Ya da eskiden teknoloji yoktu ne güzel der. Sohbet varmış. Ama kendinin demek istediği eskilerden bahsetmek, kötü insanlar ve olayları defalarca anlatmak, ya da yakın zamandakileri, bazen de herşeyi kötülemek demek.
_________
Hemen dön ha! Markete diye çıkıp 3 saat dönmüyorsun kızım!! Bi dolaşmayayımmı?? Ne varsa dolaşacak????
dışarı çıkmak için bir zorunluluk olmalı, öyle sebepsiz olmaz....
___________
Asansöre binmemi bekler illa. Kendim binemem. Hani biraz geç gelirse basmadığımı sanır düğmeye. iyi bas!! Der. Bi daha bas!! Kızar kendi gelip bakar, basmış mıyım!!
zaten kırmızı yanıyor düğme ama tekrar tekrar basar benim yerime!
ben o kadar salağım ki, o basmasa ve asansör gelmese, asansörün önünde yıl geçiririm!!!
_____________
Bi yere giderken illa arkamdan bakar, eğer her zamanki yolda yürümüyorsam endişelenir. Telefon açar nazlıııı!!nereye gidiyorsun??? Der bazen. Bazen de benim salak olduğumu düşünmek işine mi gelir bilmem açar ve nazlı!oradan gidilmez!! Der. Dışarı çıkacaksan nereye-nerelere gideceğimi ve kaç saatte döneceğimi bilmek ister. Bilinmezlikten hoşlanmaz. Aptal kızı biraz gecikse başına bişey gelmiştir! işte kendi zaten dışarı çıkmayı sevmez oldu, bazen istemiyor, bazen de ağrısı oluyor. Beni tek göndermek istemediğinden bin dereden su getirlr.
__________
Her gün iç çamaşırı değiştirmemi eleştiren, gereksiz bulan annem şimdi bana akıl veriyor; +nereye?
-Lazer epilasyona.
+Hıı?e temiz külot giyeydin bari ha!
-Hergün başka kilot giyerim ya ben.
+Yaa?hı, değiştin mi?
-Hergün diyorum zaten değişiyorum.
+iyi de şimdi?
niye bu kadar külodun var? Hergün yenisini giymeye ne gerek var? Diye her aklına geldiğinde, çamaşır asarken görüp farkettiğinde eleştiren de aynı kişi!
bir ananın feryadı vol:1 ---- ne sokuyorsun öyle?

Evimizde tek banyo var. Ben de tam banyodaydım, kabinden çıktım az ötedeki bornozumu almak için ilerliyordum. Ama önce dedim ki kağıt peçeteyle bi silineyim. Anladınız mı?
Tüm vücudumu değil. Neyse. Ben tam tuvalet kağıdıyla silinirken annem daldı içeri.
Artık ne düşündüyse tepkisi 'pardon canım banyoda olduğunu bilmiyordum' değil, şöyle oldu;
-'aaaaa nazzlııı!!!! K.çına ne sokuyorsun öyleee?????!!!!!' .
Sen kağıt peçeteyi ne sandıysa, tampon falan herhalde. Feryat eder gibi bir sual. Ben ya çıksana diyor o sırada bornozuma uzanıyorum ama annem bir kere düştü endişe çukuruna.
Yıllaar evvel hormon dengem bozulmuş, birkaç ay adet görememiştim ve annem tutturmuştu bi bakayım diye!!
-Sen hekim misin yaa?
+Olsun ben anlarım yat bi bakayım derdi.
Yaşım da olmuş o sıra 20!! Delirtmişti beni!!! illa yatıp açacakmışım bakacakmış. Esas merak ettiği belliydi. Endişeli ve şüpheliydi niyeyse. iyi ki bi aşık olduğumu anlamış, onu da ablam söylemişti zaten. Bununla adet görmememi birleştirip beni kendince hamile mi sandı artık, zührevi hastalık kaptığımı mı.
O sıra kafayı takmıştı illa bakacakmış anlarmış!! zorla yaptırak değil ama yıldırır insanı, Kavga ederdik tabi.
Doktora da illa benle geldi, daha önceki gibi, ben anlatamazmışım. Gene kavga.
-Niye anlatamayayım salak mıyım??? Utanırmışım!!
Kendi bir konuşmaya başlarken direk konuya giremez, uzatır, detaya girer, konunun ilk kaynağına dönecek neredeyse!! Hala öyle. Ben atılıp sadede gelmesem hiçbi konuşma nihayete ermez, karşı taraf anlamaz.
Musluğun bozulduğunu bile anlatırken bin dereden su getirir. işte geçen gün bulaşık yıkarken musluğu açmış da, o gün de kavurma yapmış da, tavanın dibine tutmuş da, hatta arada yemek tarifi verir....bi türlü musluk gevşemiş diyemez mesela. Ben atlamasam tamirci ne oldu anlamayacak... Annem sürdürür ama konuşmayı. Yarım saatte sadede gelecek bıraksan.
Neyse nereye geldik. işte o zamanlar doktora gittim, annem de geldi ve doktora konuyu anlatmaya ben başlamadan annem başladı ve gene konunun en başına yani tee ilk adet gördüğüm günlere dönüp başladı konuşmasına. Herkesin o kadar çok zamanı yok ki! Ama anlamaz. Anneme göre hemen konu söylenmezmiş önce bi geçmişinden bahsetmek lazımmış yoksa anlamazmış doktor. Yahu adama adetim düzensiz dedin mi tamam... illa masal mı anlatacan???
Ben mecburen sözünü kesip sadede geldim, annem de oradan atıldı sanki nedense bi etkenmiş gibi. Sevgilisi olduğundan beri düzensizmiş adetim!!!
Ne düşünüyorsa artık söylemiyor da. Artık hamile mi kaldım sanıyor hastalık mı kaptım....
yahu hergün dersin kaçta bitiyor deyip, eve dönüş saatimi hesaplayan, az bi geciksem dünyayı bana dar eden bi başkası ya da başka bi evrende, paralel evrende sanki.
bir yere saldığı yokki... hala öyle. ona kalsa evden çıkmam... anca markete!
Ya da doktor mesela erkek arkadaş varlığı düzensizlik yapar ayrılacaksın dese, annem havalara uçar.
Anneme göre okul ders ve eğitim yeri, arkadaşlarla okul dışı görüşmek gereksiz ve saçma! Hele aşk falan mahvolmana sebep! önce okulunu düzgünce bitir der dururdu.
Millet gelecekteki hayat arkadaşını, çocuklarının babasını/anasını üniversitede buluyor.
Anneme göre uzak durmalı o işlerden, önce okul bitecek herşeyin bi sırası var!! Aynı anda olamaz!!!
hala aynı düşüncede. ama bak okulda bulamayınca böyle kalabiliyon işte... böyle deyince de elindekiyle idare edeydin, kendini zorlayaydın azıcık der. niye sen zorladın mı kendini? boşandınız ya!! biraz daha bekleyeydin? aynı şey değilmiş. belki değil ama benzer. fark şu ki tam net söylemese de şöyle bir sonuca bağlanır her durum;
annemin hakkı var benim yok. annem haklı ben haksız.... bana gerekmez anneme gerekir...vs vb... aman neyse...
Ha neyse, doktora bunu deyince ikimiz de afalladık, ne alaka der gibi!! Ben arada ne alaka dedim, ne sanıyorsun?? Hiiiçmiş! Bi etken olabilirmiş!! Ne etkeni anne?????
Neyse işte bi bakmak lazım dedi doktor. Beni içerdeki odaya aldılar. Annemde peşimizde. Hayali ise doktorla beraber TV izler gibi benim şeyimi incelemek! Ama evlenmemişlere öyle alttan bakmıyorlar, ultrasonla bakıyorlar.
Tabi annem hayal kırıklığına uğradı yüzünden belliydi, bi dalgalandı. Kist varmış o kadar....ama o zamanki endişe. şüphe ve kuruntuları silinmedi zaman zaman tekrardan su üstüne çıktı. Gene o zamanlara benzer bir hali vardı işte dün.
+Aaa nazlı k.çına beyaz bişey sokuyor!!!! Ben havlumu giyiyorum bi yandan da annem söylenerek dışarı çıkıyor. Ben çık demesem beni öyle izleyecek.
Ne sokuyormuşum?? Peçeteyle siliniyordum diyorum bir yandan.
Ama endişesinden sağır olmuş.
Gözlüksüz zor gören gözüyle ne gördüğünü sandıysa tamam kararını vermiş nazlı k.çına bişey sokuyor!! Söyleniyor ve soruyor.
Neymiş o soktuğum doktor demeden olur muymuş, zararlıysaymış ya, ya bozarsaymış!!
Ben içerde giyinirken kendi kapının dibinde soruyor böyle!! Ben peçeteyle siliniyordum diyorum ama kendi sesinden beni duymuyor ki! !
Kapıyı açtım çıkmak için meraklı ve sorgulayan endişeli gözler annemde. Böyle kendi düşünce ve yargılarına kapıldığı zaman seni duymaz olur, bakarkör dediğimizin bi versiyonu!
Duymasını sağlamak için daha doğrusu idrak etmesini, dokunup sarsman lazım neredeyse. böyle koluna dokunup, çekip falan dikkatini sana vermesini sağlaman lazım. yoksa kendi düşünceleri, kararları ve söylenmeleriyle devam eder, seni anlamaz, kendince de kendi düşündüğüne karar verir, emin olur, hatta bende öyle dedim falan sanır.
Offf çıldırtacak yaa beni. Hem kendi konuşmasından beni duymuyor anlamıyor hem cevap vermedim sanıp tekrarlıyor hem dinlamiyor, duymuyor. Sonra da ben sinirli ve bağıran oluyorum. Başka türlü anlamıyor ama.
Kafasında kendi fikri kazılı kalır.
-Yaa anne!
Diye bağırıp susturmaktan başka çare yok ki. Dikkatini çekmezsem anlamaz. Elimdeki tuvalet kağıdı parçası ona göre her neyse artık! Bastıra bastıra tuvalet kağıdıyla kurulandığımı söylüyorum.
Sonunda duyuyor ama inanası yok. Anneme göre soktum çünkü!
Yaaa diyor ama sokuyor gibiymişim. Gözlüksüz nası görüyor da anlıyorsun diyorum. Peçete işte!!
Ben odama gidiyorum. Banyoda aceleden saçım için çıkardığım havlumu unutmuşum, onu almak için geri dönüyorum. Bakıyorum ki annem bana inanmamış, banyodaki çöp kovasını karıştırıyor!
-Napıyorsun?? Diyorum. Hiiç bakmış ne var bakamaz mıymış???
Ona göre ben yalan söylediğim için kanıt arıyor yüzüme vuracak.
-Kağıt peçeteydi işte, tuvalet kağıdı yok mu???!!!
Ama diyor sivri gibiydi!
Yaa bak açığımı, yalanımı yakaladı!
Offffff anne kuru peçeteyle hiç silinmedin mi sen? Kıvrılmış işte kaba etimin arasındaki yere sürterken! Aman iyi diyor çok sert sürtmeyeymişim haaa!! işte hala duyduğum bi saçma şey daha annemden. Kağıt peçeteyle tuvaltten sonra silinirken çok sert silmemeliymiş, zarar verebilirmişim biyerlere ha!!
33 yıl oldu. ama hala annem bana; laflafı açmışken tarzında ama ağzımı aramak, yoklamak için silinmekten, yada nasıl yıkandığından bahseder.... benden onay bekler. onaylamazsam bilmediğimi sanır...
niye böyle saçma bi fikre kapılıyorsun diyorum. banyoda keselenmeyi, tuvalette silinmeyi nasıl bilmem...
beni suçlamalı laflar ederek, üste çıkmaya çalışarak kapatır konuyu...
kısa kısa
Hani hiçkimseyi sevmiyor ya, sürekli kusurunu arıyor. Kötülüyor hep. Yok dişi eğriymiş yok bacağı yamukmuş, ıııyy burnu da kemerliymiş... Hem sevmeyecek kararlı hem bana da sevdirmeyecek!! Ben erken davranıp birini sevmediğimi söylersem sanmayın ki bana katılıyor! Hiç bişeyden iyi diye bahsetmez ki. Bi de bana karamsarsın der. Oysa kendi herşeyden kötü bahseder, kötülüğünü vs görür!
____
Dizi karakterlerini bile kontrol etmek istiyor! Ne biçim etekmiş o, böyle etek giyersenmiş ellerlermiş valla! aranıyo gibilermiş! böyle etek mi olurmuş...vs vb.
bi da kabahat oyuncuya kalıyor. o napsın diyorum rol bu.
ama aldırmadan devam ediyor... böyle etek mi olurmuş falan....
____
Dizideki kızına kızmış anne-babadan esinleniyor: öyle defterden silmek olurmuymuş? Anne baba çocuğunu günahıyla sevabıyla kusurlarıyla hatalarıyla sevmeli, kabul etmeli!! diyor.
____
Evden ayrı çıkıp bir yerde buluşacağız. Arıyorum neredesin diye, açmıyor. Nerelerden yürüdüm. Nasıl açıldığını unutmuş telefonunun. Ya kapaklı telefon ikiye katlanıyor. Napsın unutmuş neresine basılacakmış ki? Kapaklı ya kapağı açtın mı konuşulur. Yaaa???! ilk defa duyuyor gibi! Kapatırken ya? Büküp kapağı kapatacaksın. Hııı
____
Bi geziye gitmiştik, şimdi teknoloji korkusuna ve ilgisizliğine bi örnek, güzel bi fotoğrafım olsun diye makinayı ayarlayıp annemin eline verdim. zaten nadiren net çeker, hep fluyum!! şöyle şöyle basacaksın dedim mi de kızar! aman ne önemliymiş, ne yapacaksammış bu kadar fotoğrafı!!! e sen değil misin bilmem kaç yılında hiç fotoğrafım yok diye hayıflanan anne? evet kendi ama bunun benle ne ilgisi olabilir değil mi? ben kimim ki? benim hiç fotoğrafım olmasa ne olacak? ay neyse.
Ben de biraz uzaklaşıp poz vermeye gittim. Ben yerimi alıp poz verirken bi baktım annem yok.
Atmış makinayı çantasına başka yere gitmiş. Ne bilsinmiş?? E söyledim ya! Duymamamış. Ne gerek varmış ki zaten!! Teknılojiden korktuğu için ben eline verirken makineyi kimbilir ne düşünüyordu. Zaten video çekmek de mesele mesela! :) bi video çekmeye kalksam illa konuşur beni de konuşturmaya çalışır. Nazlıı napıyorsun? Nazlıı elma yer misin?? Nazlıı ne çekiyorsun?? Nazlıı video mu çekiyorsun?? Bizi çekmiyorum ki bizim sesimiz hatıra olsun. Evet video çekiyorum. E niye konuşmuyorsun? E sesim de çıkar diye. Yaa çıkar mıı???
____
________________________________-
Daha izlediği dizinin hangi kanalda olduğunu, kumandada hangi numaradan çıktığını bilmiyor. Hangi gün hangi dizi olduğunu da çoğu zaman unutuyor. Açmış başka bir kanalı bekliyor, başka bi dizinin özeti var, benim dizi bitti mi nedir diyor ama hala aynı kanalda bekliyor. Bi zapla bakalım değil mi, yok aynı yerde bekleme yapıyor... O kanalda değil şunda demesem öyle kalacak, o başka kanalda bekleyecek.
.___________
Ben biraz yürüyeceğim! iyi markete git gel!
4 blok ötedeki markete gidip gelmek yeterli bi değişiklikmiş ve hareket! Bize yetermiş
Yetermiş 4 blok yürümek yetermiş ki... Sana yeter belki annecim. Niye bana da yetermiş, niye yetmesinmiş ki????
____
Dizi karakterlerini bile kontrol etmek istiyor! Ne biçim etekmiş o, böyle etek giyersenmiş ellerlermiş valla! aranıyo gibilermiş! böyle etek mi olurmuş...vs vb.
bi da kabahat oyuncuya kalıyor. o napsın diyorum rol bu.
ama aldırmadan devam ediyor... böyle etek mi olurmuş falan....
____
Dizideki kızına kızmış anne-babadan esinleniyor: öyle defterden silmek olurmuymuş? Anne baba çocuğunu günahıyla sevabıyla kusurlarıyla hatalarıyla sevmeli, kabul etmeli!! diyor.
____
Evden ayrı çıkıp bir yerde buluşacağız. Arıyorum neredesin diye, açmıyor. Nerelerden yürüdüm. Nasıl açıldığını unutmuş telefonunun. Ya kapaklı telefon ikiye katlanıyor. Napsın unutmuş neresine basılacakmış ki? Kapaklı ya kapağı açtın mı konuşulur. Yaaa???! ilk defa duyuyor gibi! Kapatırken ya? Büküp kapağı kapatacaksın. Hııı
____
Bi geziye gitmiştik, şimdi teknoloji korkusuna ve ilgisizliğine bi örnek, güzel bi fotoğrafım olsun diye makinayı ayarlayıp annemin eline verdim. zaten nadiren net çeker, hep fluyum!! şöyle şöyle basacaksın dedim mi de kızar! aman ne önemliymiş, ne yapacaksammış bu kadar fotoğrafı!!! e sen değil misin bilmem kaç yılında hiç fotoğrafım yok diye hayıflanan anne? evet kendi ama bunun benle ne ilgisi olabilir değil mi? ben kimim ki? benim hiç fotoğrafım olmasa ne olacak? ay neyse.
Ben de biraz uzaklaşıp poz vermeye gittim. Ben yerimi alıp poz verirken bi baktım annem yok.
Atmış makinayı çantasına başka yere gitmiş. Ne bilsinmiş?? E söyledim ya! Duymamamış. Ne gerek varmış ki zaten!! Teknılojiden korktuğu için ben eline verirken makineyi kimbilir ne düşünüyordu. Zaten video çekmek de mesele mesela! :) bi video çekmeye kalksam illa konuşur beni de konuşturmaya çalışır. Nazlıı napıyorsun? Nazlıı elma yer misin?? Nazlıı ne çekiyorsun?? Nazlıı video mu çekiyorsun?? Bizi çekmiyorum ki bizim sesimiz hatıra olsun. Evet video çekiyorum. E niye konuşmuyorsun? E sesim de çıkar diye. Yaa çıkar mıı???
____
__
Ne diye bu kadar süs? Sanki biri bişey demiş? Sanki mecbursun! Ona göre başka bi sebep olamaz...gene mi yıkanıyorsun? Yarına saçım kötü olur, çıkamam. Nereye gitmen gerekiyor? Hiç. E o zaman çıkmazsın sende allah allah nazlı!sanki mecbursun evde otur! insanın evi gibi yokki! Sanki dışarda bi b.k var! Sıkılıyorum. Aman ne var sıkılacak?evde yapacak o kadar çok şey var ki! Yıllarca kendi emekli olmadan önce çalışmayan, sadece ev hanımı olan, sosyal olmayıp evden çıkmayan kadınlerı eleştirdi durdu, kötüledi ve aşağıladı hatta. Ama şimdi tam aksi. Hatta ben de öyle olayım istiyor! Anne ben gencim diyırum ama işlemiyor.
________________________________-
Daha izlediği dizinin hangi kanalda olduğunu, kumandada hangi numaradan çıktığını bilmiyor. Hangi gün hangi dizi olduğunu da çoğu zaman unutuyor. Açmış başka bir kanalı bekliyor, başka bi dizinin özeti var, benim dizi bitti mi nedir diyor ama hala aynı kanalda bekliyor. Bi zapla bakalım değil mi, yok aynı yerde bekleme yapıyor... O kanalda değil şunda demesem öyle kalacak, o başka kanalda bekleyecek.
.___________
Ben biraz yürüyeceğim! iyi markete git gel!
4 blok ötedeki markete gidip gelmek yeterli bi değişiklikmiş ve hareket! Bize yetermiş
Yetermiş 4 blok yürümek yetermiş ki... Sana yeter belki annecim. Niye bana da yetermiş, niye yetmesinmiş ki????
ben manyak mıyım?
neden yapıyorum bunları? ben manyak mıyım??
Muhteşem Yüzyıl TV Fan Sayfası -
Magnificent Century TV Fan Page
https://www.facebook.com/pages/Muhte%C5%9Fem-Y%C3%BCzy%C4%B1l-TV/493359294112990
https://www.facebook.com/naomiwattslove/photos_albums
http://www.pinterest.com/losthayati/
Muhteşem Yüzyıl TV Fan Sayfası -
Magnificent Century TV Fan Page
https://www.facebook.com/pages/Muhte%C5%9Fem-Y%C3%BCzy%C4%B1l-TV/493359294112990
https://www.facebook.com/naomiwattslove/photos_albums
http://www.pinterest.com/losthayati/
::: MUHTEŞEM YÜZYIL TV - MAGNIFICENT CENTURY TV:::
4. Sezon - Season 4 -
http://www.pinterest.com/losthayati/muhte%C5%9Fem-y%C3%BCzyil-tv-magnificent-century-tv/MUHTEŞEM YÜZYIL - MAGNIFICENT CENTURY
TV Series and STARS Season1-3 -
http://www.pinterest.com/losthayati/muhte%C5%9Fem-y%C3%BCzyil-magnificent-century/
11.01.2014
arkadaş olmaz olsun__ insana arkadaş lazım değilmiş
sizce ben hangisiyim??
Yeni çalışmalara başladı annem. Bi zamanlar atamaları yapılıp falan iyice uzaklaşmadan önce sık görüştüğüm bir iki arkadaşa takmıştı kafayı.
Gördüğü ya da anlattığım kadarıyla olumsuz çıkarımlar yapıp, sürekli kötülüyordu, bu kafaya işleme aylar sürdü, son raddesi ben olsam görüşmem, böyle olacağına hiç olmasın demeye getirdi.
Zaten zamanla uzak mesafe etkisiyle de az görüşebilir olduk. Ama annem o anda kendine uymamı beklerdi. şimdi gene başladı aynı şeye.
Zaten 2 arkadaşım kaldı çok görüştüğüm, şimdi de onlar için yapıyor aynısını.
Sürekli açıklarını, kusurlarını arıyor, büyüterek tekrarlıyor bana defalarca, resmen onları görmemi istemiyor ama emir kipi kullanmamak için bu fikri bana aşılama yoluna gidiyor.
Napayım peki dedim, onlarla da görüşmesem hiç arkadaşım kalmayacak! Kalmasınmış! Sanki çok mu lazımmış? Umrunda bile değilmiş mesela kendinin de yokmuş! Hiç lazım değilmiş!
Ama bana lazım. Değilmiş!
Annem de arkadaşsız ve eşsiz olunca tüm ihtiyaçlarını benle gidermek istiyor. Yeri gelince kızı, oğlu, gelini, arkadaşı ve kocasıymışım gibi bile davranıyor.
insanlar kendini sevmezse sevmesinmiş zerre umrunda değilmiş!
Ama ben yaşlı değilim onu heep unutuyor.
Ne alakaymış???? Hiç lazım değilmiş arkadaş!
Zaten annem manasız bulur dışarı çıkmayı falan,işte böylece dışarı çıkma sebebim de bahanem de kalmaz, kıçımın üstüne evde otururum!!
Hiç olmadı mesela komşu kızı var!hem interneti olmayan hem saçına bişey sürmeyen, meraksız, sıkıcı, cahil ev kızı var!! işte tam bana göre bi arkadaaş!
Bu bahsetğim arkadaşlarımdan biri mesela ben arayıp kendimi hatırlatmazsam aramaz, öyle kendi dünyasında biridir. Annem de şimdi ona taktı kafayı, bana da gaz vermeye çalışıyor; bi ay arama bakalım hiç ne yapacak, zaten böyle arkadaş olmaz olsun!
iki de bi aynı konu annemde, arkadaşlarım kötü ve hayırsız böyle arkadaş olmaz olsun!
Teşekkür ettim hiç sevenim, merak edenim, özleyenim yok iyi ki hatırlattın anne!
Annem nereden anlasın sarkastikten?
Yyaa diyor haklıyım! Lazım değilmiş seven, özleyen, merak eden, düşünen zaten!
Resmen yalnız kalayım istiyor!
Daha önceden biliyorum grubum dağılıp görüşemez olunca mutluluktan uçuyordu! grubun dağıldığını zamanla öğrendi tabi. o zaman da başladı konuşmaya; zaten şöyle kötü böyle gereksizlermiş, lazım değilmiş, iyi olmuş, kurtulmuşum!!
Kıskanıyor herhalde bi kendine kalayım istiyor! Bi de hadi o ahmak komşu kızına!
Ben kiminle samimileşsem annem yavaştan düşman kesiliyor sanki sevgilisini elinden alan biri gibi.
O olmasa kızı kendine kalacak, hep beraber olacaklar, herşeyi beraber yapacaklar!
Anlaşabilsek bari! Kendi istediklerini yaptırma mücadelesine girişiyor, yapmazsam eleştirmek ve dırdır için bahane, hep yaparsam da aynı bu kez de pısırığım!!?????
Benim yaşıtım arkadaşlara ihtiyacım olacağını göremiyor, söyleyince de aman ne varsaymış işte görüyormuş! Arkadaşsız kalacağım ama diyorum aman o bana arkadaşsız mı kal diyormuş???
Yani arkadaşlarımı da kendi seçip kimle ne kadar görüşeceğime karar verecek!!
Yapmaya çalışmadığı bişey değiil!
Bi zamanlar hiç arkadaşım kalmayacak diye korkar onu ara bunu ara diye beni uyardığı olurdu, şimdi arkadaşsız kalmam umrunda değil hatta istiyor, lazım değilmiş arkadaş falan!!!
ikide bi lafı seni aramayanı sen hiç arama, olmaz olsun öyle arkadaş, hiç lazım diiil!!
Artık tepemi attıracak kadar sıklaştı. işte annemin işleme yöntemi, defalarca tekrarlayıp canından bezdirene kadar aynı şeyi söylemek!
Sonunda farkında olmadan etkilenmesen de depresyona sokar insanı! Beni seven yok, merak eden arayan, hiç arkadaşım yok, çok yalnızım ve böyle yaşlanacağım gibi hissedersin.
Ama bunu ne farkeder, ne düşünür ne umursar.
Hiç arkadaşım kalmaz o zaman diyorum zaten lazım değilmiş! Teselliye bak!
Tabi dedim, hiç arkadaşım kalmasın ki dışarı çıkacak sebebim kalmasın, hiç çıkmam götümün üstünde evde otururum, ayda bi toplu alışveriş için migrosa gideriz yeter bana bu kadar sosyallik!
Sonra lazım olan şeyleri de şurdaki marketten sipariş ederiz, börek yer oturur göt büyütürüm!!
Ne güzel hayat ne güzel gençlik???!! Amaaan sen de iyice abarttın diyor.
Az bile dedim. Böyle süreçlerim de oldu ve kendisi gayet memnundu, bi sorun var, gençtir akranlarıyla sosyalleşmeli demedi, anca bişey siparişle gelemezse çıkmamı isterdi, alır almaz da hiç dolaşmadan eve dönmeliyim!! Migrosa git ekmek al! Derdi mesela sıkıntı ve yalnızlığa çözüm olarak!
Diyellm ki gittim gitmişken de dolaştım, zırrr telefon nazzlııı neredesin????
Ekmek diye çıkmışım 2 saat olmuş!!
dışarı çıkmak o kadar gereksiz bi eylem ki gerekli aktiviteleri aynı güne toplamaya çalışır mesela, ki hergün çıkmış olmayalım diyeymiş!!
Bana çok yakıştırdığı arkadaş - yani aslında arkadaşlarımı bile kendi belirlemek istiyor- interneti olmayan saçına bişey sürmeyen ev kızı.
Diğer arkadaşlarımı kötüleyip, kopmam için beni etkilemeye çalıiırken onu öve öve bitiremiyor!
Böylece sosyal-arkadaş ihtiyacımı da siteden gideririm, hatta evden eve, hiç çıkmam siteden! Dışarısı tehlikeli ve gereksiz!!
Beni görünmaz, psikolojik prangalara vurmak istiyor resmen.... Ben işsiz olunca artıyor bu durum tabi, hazır eline geçmişken.....
Zaten dışarı amaçsız-hedefsiz çıkılmaz, mecburen çıkılır; iş için, alışveriş için, birine bi yere gitmek için! Benim öyle sıkılıp çıkmalarıme deli oluyor, yapabilse beni eve hapseder....
Ne güzel işte hiç arkadaşım olmaz, hiç dışarı çıkmam ve annemin defalarca duyduğum kötü anılarını dinlerim! Zaten benim hayatımın ne önemi ne amacı var
Sabahtan beri kendini anlatıyor, övünüyor.
Gençken öyle sosyalmiş, böyle popülermiş, çok sevilir aranırmış!! Vs vb.
Aradan bi zaman geçiyor, ben bi yerlere gittim geldim, akşamın konusu benim 'kötü' arkadaşlarım! Eleştiriyor, kötülüyor.... Hiç mi özlemezlermiş, merak etmezlermiş falan..
öyle bir konuştu ki ben sevilmeyen özlenmeyen billnmeyen bi varlığım!!
Evet dedim seni insanlar sever (pohpoh, biraz dinleyen birini yakaladı mı kafasını şişirir, bir daha uğramazlar, birinden kurtulmak için annemi kulanabilirim! Ama annem sevilirim diyor!) ama beni sevmezler, özlemezler.merak etmezler!!!
Aa o öyle mi demiş???
Açık demez tabi! Hem çok konuştuğu için ne dediğini bilmiyor hem sık uyguladığı bi yöntem olarak kızım sana söylüyorum gelinim sen duy!
------------
bi kaç sene öncesine kadar akşamları da çıktığım küçük bi arkadaş grubum vardı. ama elebaşı arkadaşım evlenip başka şehre taşınınca işler son buldu. annem bu duruma çok memnun olmuştu. evet biraz fazla konuşurdu arkadaşım ama kötü biri sayılmazdı. ohh dedi annem iyi ki gitti, zaten lüzumsuz biriydi...
herhalde ona göre akşamları kızının evde durmamasına neden olan kötülük timsali biriydi.
haftada 1 ve ya 2 çıkardık yani, hergün nerede o para? öyle pahalı falan bir yere gittiğimizden de değil. bilinen kafeler. beraber sohbet muhabbet belki biraz oyun...
bi ara annem ben ne zaman dışarı eğlenmeye çıksam döndüğümde hasta olur, saatlerce söylenir, naz yapardı.
sırtını övdurur, viks sürdürürdü. ağrılı tipleriz tamam ama hep o günlere denk gelirdi. başka zaman ağrıdan
şikayet etmeyen kadın, ben birlaç saat eğlenip dönünce ağrılara boğulurdu.
ben çıkmadan muhakkak tv'de hagi diziyi seviyorsam onu açmam gerekirdi, aksi takdirde bilemez, bulamaz, iyice sıkılır. sonra da bunu da koz olarak kullaırdı, duygu sömürüsü için...
sabaha kadar eğlenmiş değiliz ha, hepsi geleneksel Türk insanı ve aileleriyle yaşayan kimselerdi. altı üstü bir kaç saat.
eve biraz rahatlamış ve mutlu dönüyorum evde ağrılarla uğraşan, söylenen, söven, mutsuz ve kaprisli bir anne. bilerek mi bilmeden mi, bilinçaltının etkisi mi var. bilmiyorum. ama diyelim 20 kere çıkmışsak akşam 15inde annem böyleydi döndüğümde.
ovdurur, söylenir, söver (azıcık hastalandı mı annem ölmek ister, düşünün hayal edin söylenmeleri; öleyim de kurtulayım, gebersem keşke, böyle hayat olmaz olsun...), naz yapar, senin hevesini kırar, keyfini kaçırır. sonra da gider odasına uyur!! sen de öyle salonda sap gibi kalırsın mutsuz tadı kaçık..
_____________
grup dağıldıktan sonra bir daha böyle akşam vakti, aniden, gündüzden başlamayan (gündüzden sinyal verriler hep ağrılar) bir ağrılar nöbeti hiç olmadı!!
yok yani arada sırtı, beli ağrır. ama farklı işte..
zaten akşam akşam çıkmanın ne alemi varmış!! annem akşamları sokaklarda ve kafelerde hiçkimsenin olmayacağına inanıyor!
arkadaşlardan birinde araba vardı, ve zaten gece yarıları değil çıktığımız, işten sonra 18.00 ile 22.00 arası ancadır. saat 22.00 falan oldu mu pilimiz bitmeye başlardı, sonra aileler falan.. dönerdik.
anneme gören in ile cinin it ile kopuğun dışarıda olacağı saatlerdi bunlar..
tesadüfen o saatte dışarda olduk mu şaşar kalır hala. sokakta insan olmasına inanamaz. bir sebebe dayandırmaya çalışır. bi miting, konser falan vardır, yoksa saat 20.00-22.00 da falan ne işi var insanın sokakta!!!!????????????
bi kaç sene öncesine kadar akşamları da çıktığım küçük bi arkadaş grubum vardı. ama elebaşı arkadaşım evlenip başka şehre taşınınca işler son buldu. annem bu duruma çok memnun olmuştu. evet biraz fazla konuşurdu arkadaşım ama kötü biri sayılmazdı. ohh dedi annem iyi ki gitti, zaten lüzumsuz biriydi...
herhalde ona göre akşamları kızının evde durmamasına neden olan kötülük timsali biriydi.
haftada 1 ve ya 2 çıkardık yani, hergün nerede o para? öyle pahalı falan bir yere gittiğimizden de değil. bilinen kafeler. beraber sohbet muhabbet belki biraz oyun...
bi ara annem ben ne zaman dışarı eğlenmeye çıksam döndüğümde hasta olur, saatlerce söylenir, naz yapardı.
sırtını övdurur, viks sürdürürdü. ağrılı tipleriz tamam ama hep o günlere denk gelirdi. başka zaman ağrıdan
şikayet etmeyen kadın, ben birlaç saat eğlenip dönünce ağrılara boğulurdu.
ben çıkmadan muhakkak tv'de hagi diziyi seviyorsam onu açmam gerekirdi, aksi takdirde bilemez, bulamaz, iyice sıkılır. sonra da bunu da koz olarak kullaırdı, duygu sömürüsü için...
sabaha kadar eğlenmiş değiliz ha, hepsi geleneksel Türk insanı ve aileleriyle yaşayan kimselerdi. altı üstü bir kaç saat.
eve biraz rahatlamış ve mutlu dönüyorum evde ağrılarla uğraşan, söylenen, söven, mutsuz ve kaprisli bir anne. bilerek mi bilmeden mi, bilinçaltının etkisi mi var. bilmiyorum. ama diyelim 20 kere çıkmışsak akşam 15inde annem böyleydi döndüğümde.
ovdurur, söylenir, söver (azıcık hastalandı mı annem ölmek ister, düşünün hayal edin söylenmeleri; öleyim de kurtulayım, gebersem keşke, böyle hayat olmaz olsun...), naz yapar, senin hevesini kırar, keyfini kaçırır. sonra da gider odasına uyur!! sen de öyle salonda sap gibi kalırsın mutsuz tadı kaçık..
_____________
grup dağıldıktan sonra bir daha böyle akşam vakti, aniden, gündüzden başlamayan (gündüzden sinyal verriler hep ağrılar) bir ağrılar nöbeti hiç olmadı!!
yok yani arada sırtı, beli ağrır. ama farklı işte..
zaten akşam akşam çıkmanın ne alemi varmış!! annem akşamları sokaklarda ve kafelerde hiçkimsenin olmayacağına inanıyor!
arkadaşlardan birinde araba vardı, ve zaten gece yarıları değil çıktığımız, işten sonra 18.00 ile 22.00 arası ancadır. saat 22.00 falan oldu mu pilimiz bitmeye başlardı, sonra aileler falan.. dönerdik.
anneme gören in ile cinin it ile kopuğun dışarıda olacağı saatlerdi bunlar..
tesadüfen o saatte dışarda olduk mu şaşar kalır hala. sokakta insan olmasına inanamaz. bir sebebe dayandırmaya çalışır. bi miting, konser falan vardır, yoksa saat 20.00-22.00 da falan ne işi var insanın sokakta!!!!????????????
evlendirme yöntemleri; bebekle çocukla temas
Size annemin beni evlendirmek için başvurduğu yöntemlerden bahsetmiştim.
özendirme, kıskandırma, korkutma yollarıyla, duygu sömürüsü, acındırma.
Bazen de bebekleri kullandı; aaa ne tatlı bebek değil mi nazlı?
insan benim de olsa diyor değil mi? Gibi akla bebek düşürme gibi.
Hani o kadar salağım ki ne duygularımın ne dürtülerimin farkına varabilirim.
çocuk sahibi olma gibi üreme içgüdümü bile annem harekete geçirmezse anlayamayacak kadar mankafayımdır.
Zavallı nazlı içgüdüsü bile yok annesi hatırlatmazsa!
Tabi bu yöntemlerin içine tam klasik, namuslu Türk kadınları olarak asla cinsellik katamayız.
öyle şey olmaz, o da neymiş, ayıp!!
Sevişilmez o eylem bebek sahibi olmak için yapılmalıdır.
Namuslu Türk kadınıyız biz, cinsellik olmayacak!
Sadece anaç duygularımız olabilir, bebek sahibi olmak ister evleniriz, hadi hayat arkadaşı-yoldaşı da isteyelim ilerde yalnız kalmamak için o da.
Aşk zaten insanı hataya sürükleyen gereksiz bir duygudur, ama sevmek önemlidir. Hem aşk lafı cinsellik içerir aman olmaz olsun!!
Bebeklere özendirmek için türlü numara denedi, tabi kolu te burdan ablama uzanamıyor bütün gayretleri, bütün emelleri bana kalıyor, kayıyor.
Ben bir birey değil annesinin kendi için istediklerini, annesinin zamanında yapamadıklarını yapmak için dünyaya gelmiş bir görev yaratığıyım.
Yeni yöntemi bebek-çocuklarla yakın temas kurarak özendirme. Bazen bana da uyguladığını unutarak, ya da benim anlayamayacağımı farz ederek, ki ben aptal kendi süper zekadır, şöyle diyordu; insanları yönlendirerek daha iyi yaptırırsın istediklerini, böylece hem zorlamamış olursun hem kötü olmazsın hem istediklerin olur, önemli olan insanları etkilemeyi yönlendirmeyi bilmektir!!
haa evet anne biliyorum bana mütemadiyen yaptığın da bu! Deyince de çok bozuluyor. Aman canım ben de annem erkekleri kastetmişmiş!!
Apartmanda ne kadar bebekli, çocuklu kadın varsa annem onlarla ahbaplık kuruyor misafir ediyor. hatta siz yokken falan bize bırakın nazlı bakar diyormuş.
Oysa biyerde çocuk gördü mü sıkılır, söylenir , neffret ederim falan der. Sanki bilmiyoruz. Aa ne bileyim bende nasıl hafıza olabilir ki salak nazlıyım ben.
şimdiye kadar bir tek deneyen çıktı. acilen bilmem nereye gitmesi gereken 5 yaşındaki haylaz Buğra'nın bakımsız anası. annem açmış kapıyı ayy demiş nazlı bakar!!!
ben de çıkıyordum. annem çıkazsın evde Buğra'yla oynarsın!! diyor sevinçle.
ben bakmam dedim dersim var.
annem artık derslerime, ders çalışmama falan da hiç aldırmıyor. bi zaman oluyor bir ay kpss çalışamıyorum ve söylüyorum da hiiiç umursamıyor.
çalışmayıp evde pineklemem daha çok hoşuna gidiyor. her an elinin altında olayım, zırt pırt dışarı çıkmayayım, arkadaşım da olmasın...
özendirme, kıskandırma, korkutma yollarıyla, duygu sömürüsü, acındırma.
Bazen de bebekleri kullandı; aaa ne tatlı bebek değil mi nazlı?
insan benim de olsa diyor değil mi? Gibi akla bebek düşürme gibi.
Hani o kadar salağım ki ne duygularımın ne dürtülerimin farkına varabilirim.
çocuk sahibi olma gibi üreme içgüdümü bile annem harekete geçirmezse anlayamayacak kadar mankafayımdır.
Zavallı nazlı içgüdüsü bile yok annesi hatırlatmazsa!
Tabi bu yöntemlerin içine tam klasik, namuslu Türk kadınları olarak asla cinsellik katamayız.
öyle şey olmaz, o da neymiş, ayıp!!
Sevişilmez o eylem bebek sahibi olmak için yapılmalıdır.
Namuslu Türk kadınıyız biz, cinsellik olmayacak!
Sadece anaç duygularımız olabilir, bebek sahibi olmak ister evleniriz, hadi hayat arkadaşı-yoldaşı da isteyelim ilerde yalnız kalmamak için o da.
Aşk zaten insanı hataya sürükleyen gereksiz bir duygudur, ama sevmek önemlidir. Hem aşk lafı cinsellik içerir aman olmaz olsun!!
Bebeklere özendirmek için türlü numara denedi, tabi kolu te burdan ablama uzanamıyor bütün gayretleri, bütün emelleri bana kalıyor, kayıyor.
Ben bir birey değil annesinin kendi için istediklerini, annesinin zamanında yapamadıklarını yapmak için dünyaya gelmiş bir görev yaratığıyım.
Yeni yöntemi bebek-çocuklarla yakın temas kurarak özendirme. Bazen bana da uyguladığını unutarak, ya da benim anlayamayacağımı farz ederek, ki ben aptal kendi süper zekadır, şöyle diyordu; insanları yönlendirerek daha iyi yaptırırsın istediklerini, böylece hem zorlamamış olursun hem kötü olmazsın hem istediklerin olur, önemli olan insanları etkilemeyi yönlendirmeyi bilmektir!!
haa evet anne biliyorum bana mütemadiyen yaptığın da bu! Deyince de çok bozuluyor. Aman canım ben de annem erkekleri kastetmişmiş!!
Apartmanda ne kadar bebekli, çocuklu kadın varsa annem onlarla ahbaplık kuruyor misafir ediyor. hatta siz yokken falan bize bırakın nazlı bakar diyormuş.
Oysa biyerde çocuk gördü mü sıkılır, söylenir , neffret ederim falan der. Sanki bilmiyoruz. Aa ne bileyim bende nasıl hafıza olabilir ki salak nazlıyım ben.
şimdiye kadar bir tek deneyen çıktı. acilen bilmem nereye gitmesi gereken 5 yaşındaki haylaz Buğra'nın bakımsız anası. annem açmış kapıyı ayy demiş nazlı bakar!!!
ben de çıkıyordum. annem çıkazsın evde Buğra'yla oynarsın!! diyor sevinçle.
ben bakmam dedim dersim var.
annem artık derslerime, ders çalışmama falan da hiç aldırmıyor. bi zaman oluyor bir ay kpss çalışamıyorum ve söylüyorum da hiiiç umursamıyor.
çalışmayıp evde pineklemem daha çok hoşuna gidiyor. her an elinin altında olayım, zırt pırt dışarı çıkmayayım, arkadaşım da olmasın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)