24.01.2014

veciz söz; kimin umurunda ki

+migrosa gidelim bugün nazlı
-daha evvelsi gün gittik
+eee? yasak mı bir daha gitmek?

(annemin en büyük isyanı)

-değil de zaten gittik
+olsun bir daha gidelim, un kalmadı
-alda marketten alalım
+hayır migrostan alacağım
-offf hergün mü forum hergün mü migros
+dün gitmedik ki, işte nazlı evvelsi gün
-dün migrosa girmedik, forum'u gezdirdin.
+işte keşke migrosa da girseymişiz!!

(annem migrosa aşık galiba)

-migrosta yaşasak keşke!!!
+amaan sende!


migrosa gidince de alacağını alıp çıkmak yok, her reyon gezilecek uzuuun uzun, fiyatlara bakılacak, o lazım mı bu lazım mı tartışası yapılacak. tabi etiketler bana okutulacak. nazlı bu kaça, nazlı bu kaç gram, nazlı bunun tarihi ne kadar??? saatler geçecek..

saatler geçiyor dediğim zaman iyi işte diyor, zaman geçirmek için iyi bir yer...
ben zaman geçiversin, ölsün istemiyorum işte bunu anlatamadım... ununu elemiş eleğini duvara asmış emekli değilim ki zaman geçiyor diye memnun olayım. yakalamam gereken şeyler var... ama onun yerine annemle saatlerimi migrosta harcayacağım...

-hemen mi lazım un? ne yapacaksın ki?
+bişeyler yaparım, hadi nazlı kalk!


mesele sıkılması, dolaşmak istemesi ama kendi kendine yapmak da istemiyor ve ona göre amaçsız olan sahil yürüyüşü saçmalık. sonuç hergün forum, migros...

bazen de bahanesi hani 1-2  gün çıkmamışsak, e benim yürüyüş yapmam lazım nazlı, ben yaşta çok oturulmaz!!

oysaki doktorlar mağaza gezmeyi, vitrin bakmayı yürüyüşten saymıyor, hatta daha yorucu olduğunu söylüyor ve haklılar. sürekli dur kalk yapmak, ayakta dikilmek, kalabalık asap bozucu da...
annem ise napayım peki diyor, mersin'de yapacak bir şey yokmuş ki?

sahilde yürüyüşü çok manasız buluyor, zaten sırtı boynu falan tutulurmuş. hiç değilse forumda lazım şeyler alınıyormuş!! zaten kendine yetiyormuş o kadarı..

ha bir de bu var. kendine yeten hareket, sosyallik falan bana da yetecek diye düşünür ve yetmemesini anlayamaz....

annem eskiden de sosyal değildi. en çok gene teyzemle görüşür. ayda bir veya daha az eski arkadaşlarıyla gün gibi bi şekilde toplanırlar. tabi bu emeklilikten sonra oldu. çalışırken öyle değildi. işten sonra evde vakir geçirirdi, tepemizde!! hatta öyle sosyal değildi ki arkadaş edinme fırsatını bile teperdi, hem de bizi bahane ederek.
komşuya kaş gözle gelemem derdi bi davet aldı mı. bizi bahane ederdi, ya da biz istemezmişiz gibi bir imaj yaratırdı. hatta direk bizi öne sürerdi; kızlar gelmek istemiyor!!
hani hep beraber gitmek kırk yılın başıdır.

esas kendi istemezdi. okulda mecburen yapılan sohbetler, eve gelince mecburen yapılacak işler, bizi sorgulamak, eleştirmek, azarlamak ve boş bir vakitte kitap okumak, tv izlemek, ya da hergün değilse de teyzemle görüşmek ona yetmiştir.

çok sosyal insanları anlayamaz. anlayamıyor...

son yıllarda e tabi iyice ilerledi yaşı ama çok şükür sağlığı iyidir. gene de epey yürüyebilecek gücü varken gezmek, tozmak aramaz. migrosa gitmek, o kadar bi yürüyüş ve değişiklik (!!! anneme göre) ona fazla fazla yetiyor. hele arada sırada carefour'a gidersek ohhh ne ala.... herkese de yetmeli ona göre. benim gibi bir gence bile!!


-ben gelmesem sen gitsen
+ama nazlı yaa bi değişiklik olur!!
-bu mu? ne değişiklik ama! zaten evvelsi gün gittik, değişen bişey bile yoktur.
+belki vardır! belki vitrinler yenilenmiştir! belki indirimde ilginç bişey kalmıştır!

(beni kandıracak aklı sıra)

-heryeri 2 güne bir tarıyoruz herhalde zaten!
+bakmadığımız yerlere bakalım o zaman!
-erkek ve bebek mağazaları ile futbol kulübü mağazaları mı?
+ay ben sıkıldım ama!!
-teyzemi ara, beraber gidin, ona da lazım şeyler vardır.
+iyi ama sen de geleceksin!!

(çifte işkence ^^)
 artık ders çalışacağım bahanesi de sökmüyor umrunda bile değil. eskiden ders çalışırken beni ayakta gördüğü an azarlayan, kızan kadın, ki tuvalete ya da su içmeye çıkardım, şimdi hiç ders mers amaan!!
atanmamam işine geliyor, dizinin dibinde olsun kızı, biri uzakta zaten. onunla yeterince uğraşamıyor, zaten ablamla uğraşmak hiç zevkli gelmiyordur çünkü onda mücadele namına bişey yok!! oysa ben öyle miyim??

benim de eski sosyalliğim kalmadı, arkadaşlarım dağıldı, uzaklaştı, koptuk bazılarıyla. ama ablamda annem gibi ezelden beridir antisosyaldir. eniştem olmasa kımıldamaz bile. işten eve evden işe. sıkıntıda duymuyorlar. ancak birşeyler gerektiğinde çıkma isteği oluyor, o da mecburen, aç kalacak değiller ya...
Dirty hair
-geleme saçım kötü.
+ay kimin umurunda ki senin saçın!!?? sanırsın herkes saçını inceleyecek!!

biliyorum hiç kimse cidden beni umursamıyor. o belli zaten. ama nedense ben kendime engel olsam bile herkes ve herşey beni ilgilendiriyor. umurumda.

ki bunun saçımın yağlanmış olmasıyla ilgisi yok. saçım kötüyse moralim bozuk olur, moralim bozuksa da çıkmam!! her moralim bozuk olduğunda çıkmam demiyorum. saçım da kötüyse!!

öyle yıkayıp da çıkamam da migren mi istersin sinizüt mü!!


kimin umurunda'nın bir açılımı da şöyledir anneme göre. yani kimse fark etmez ne olacak, sen de idare et demek istemiyor.

kimin umurunda demek ona göre birinin gelip beni eleştirmesi demek. işte afedersiniz bayan saçınız yağlı, bayan çok kilo almışsınız, bayan kıyafetiniz olmamış...vs vb.

böyle bişey de olacak değil, biz iyi iletişim kuran açık sözlü bir millet değiliz. gözlerimizle süzer, inceleriz, eleştirir yereriz...vs neyse işte..

yani nasılsa kimse yanıma gelip eleştirecek değil o zaman bir önemi yok anneme göre...
kendin kendine önemli değilsin bile... kendi isteğin, hissiyatın!!

senin saçın kimin umurunda nazlı?????

zamanla buna da bir çözüm geliştirmeye çalıştı annem;
bandana tak!! topla!!

bana yakışmıyor desen anlamaz. kimin umrunda??



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder