18.01.2014

bir ananın feryadı vol:1 ---- ne sokuyorsun öyle?

Toilet Paper Holder

Evimizde tek banyo var. Ben de tam banyodaydım, kabinden çıktım az ötedeki bornozumu almak için ilerliyordum. Ama önce dedim ki kağıt peçeteyle bi silineyim. Anladınız mı? 

Tüm vücudumu değil. Neyse. Ben tam tuvalet kağıdıyla silinirken annem daldı içeri. 
Artık ne düşündüyse tepkisi 'pardon canım banyoda olduğunu bilmiyordum' değil, şöyle oldu; 

-'aaaaa nazzlııı!!!! K.çına ne sokuyorsun öyleee?????!!!!!' . 

Sen kağıt peçeteyi ne sandıysa, tampon falan herhalde. Feryat eder gibi bir sual. Ben ya çıksana diyor o sırada bornozuma uzanıyorum ama annem bir kere düştü endişe çukuruna. 

Yıllaar evvel hormon dengem bozulmuş, birkaç ay adet görememiştim ve annem tutturmuştu bi bakayım diye!! 
-Sen hekim misin yaa? 
+Olsun ben anlarım yat bi bakayım derdi. 

Yaşım da olmuş o sıra 20!! Delirtmişti beni!!! illa yatıp açacakmışım bakacakmış. Esas merak ettiği belliydi. Endişeli ve şüpheliydi niyeyse. iyi ki bi aşık olduğumu anlamış, onu da ablam söylemişti zaten. Bununla adet görmememi birleştirip beni kendince hamile mi sandı artık, zührevi hastalık kaptığımı mı. 

O sıra kafayı takmıştı illa bakacakmış anlarmış!! zorla yaptırak değil ama yıldırır insanı, Kavga ederdik tabi.

 Doktora da illa benle geldi, daha önceki gibi, ben anlatamazmışım. Gene kavga. 
-Niye anlatamayayım salak mıyım??? Utanırmışım!! 

Kendi bir konuşmaya başlarken direk konuya giremez, uzatır, detaya girer, konunun ilk kaynağına dönecek neredeyse!! Hala öyle. Ben atılıp sadede gelmesem hiçbi konuşma nihayete ermez, karşı taraf anlamaz. 

Musluğun bozulduğunu bile anlatırken bin dereden su getirir. işte geçen gün bulaşık yıkarken musluğu açmış da, o gün de kavurma yapmış da, tavanın dibine tutmuş da, hatta arada yemek tarifi verir....bi türlü musluk gevşemiş diyemez mesela. Ben atlamasam tamirci ne oldu anlamayacak... Annem sürdürür ama konuşmayı. Yarım saatte sadede gelecek bıraksan. 

Neyse nereye geldik. işte o zamanlar doktora gittim, annem de geldi ve doktora konuyu anlatmaya ben başlamadan annem başladı ve gene konunun en başına yani tee ilk adet gördüğüm günlere dönüp başladı konuşmasına. Herkesin o kadar çok zamanı yok ki! Ama anlamaz. Anneme göre hemen konu söylenmezmiş önce bi geçmişinden bahsetmek lazımmış yoksa anlamazmış doktor. Yahu adama adetim düzensiz dedin mi tamam... illa masal mı anlatacan??? 
Ben mecburen sözünü kesip sadede geldim, annem de oradan atıldı sanki nedense bi etkenmiş gibi. Sevgilisi olduğundan beri düzensizmiş adetim!!! 

Ne düşünüyorsa artık söylemiyor da. Artık hamile mi kaldım sanıyor hastalık mı kaptım.... 
yahu hergün dersin kaçta bitiyor deyip, eve dönüş saatimi hesaplayan, az bi geciksem dünyayı bana dar eden bi başkası ya da başka bi evrende, paralel evrende sanki.
bir yere saldığı yokki... hala öyle. ona kalsa evden çıkmam... anca markete!

Ya da doktor mesela erkek arkadaş varlığı düzensizlik yapar ayrılacaksın dese, annem havalara uçar. 

Anneme göre okul ders ve eğitim yeri, arkadaşlarla okul dışı görüşmek gereksiz ve saçma! Hele aşk falan mahvolmana sebep! önce okulunu düzgünce bitir der dururdu.

 Millet gelecekteki hayat arkadaşını, çocuklarının babasını/anasını üniversitede buluyor. 


Anneme göre uzak durmalı o işlerden, önce okul bitecek herşeyin bi sırası var!! Aynı anda olamaz!!! 
hala aynı düşüncede. ama bak okulda bulamayınca böyle kalabiliyon işte... böyle deyince de elindekiyle idare edeydin, kendini zorlayaydın azıcık der. niye sen zorladın mı kendini? boşandınız ya!! biraz daha bekleyeydin? aynı şey değilmiş. belki değil ama benzer. fark şu ki tam net söylemese de şöyle bir sonuca bağlanır her durum;
annemin hakkı var benim yok. annem haklı ben haksız.... bana gerekmez anneme gerekir...vs vb... aman neyse...

Ha neyse, doktora bunu deyince ikimiz de afalladık, ne alaka der gibi!! Ben arada ne alaka dedim, ne sanıyorsun?? Hiiiçmiş! Bi etken olabilirmiş!! Ne etkeni anne?????  

Neyse işte bi bakmak lazım dedi doktor. Beni içerdeki odaya aldılar. Annemde peşimizde. Hayali ise doktorla beraber TV izler gibi benim şeyimi incelemek! Ama evlenmemişlere öyle alttan bakmıyorlar, ultrasonla bakıyorlar. 

Tabi annem hayal kırıklığına uğradı yüzünden belliydi, bi dalgalandı. Kist varmış o kadar....ama o zamanki endişe. şüphe ve kuruntuları silinmedi zaman zaman tekrardan su üstüne çıktı. Gene o zamanlara benzer bir hali vardı işte dün. 
+Aaa nazlı k.çına beyaz bişey sokuyor!!!! Ben havlumu giyiyorum bi yandan da annem söylenerek dışarı çıkıyor. Ben çık demesem beni öyle izleyecek. 

Ne sokuyormuşum?? Peçeteyle siliniyordum diyorum bir yandan. 
Ama endişesinden sağır olmuş. 

Gözlüksüz zor gören gözüyle ne gördüğünü sandıysa tamam kararını vermiş nazlı k.çına bişey sokuyor!! Söyleniyor ve soruyor. 
Neymiş o soktuğum doktor demeden olur muymuş, zararlıysaymış ya, ya bozarsaymış!! 

Ben içerde giyinirken kendi kapının dibinde soruyor böyle!! Ben peçeteyle siliniyordum diyorum ama kendi sesinden beni duymuyor ki! ! 

Kapıyı açtım çıkmak için meraklı ve sorgulayan endişeli gözler annemde. Böyle kendi düşünce ve yargılarına kapıldığı zaman seni duymaz olur, bakarkör dediğimizin bi versiyonu! 

Duymasını sağlamak için daha doğrusu idrak etmesini, dokunup sarsman lazım neredeyse. böyle koluna dokunup, çekip falan dikkatini sana vermesini sağlaman lazım. yoksa kendi düşünceleri, kararları ve söylenmeleriyle devam eder, seni anlamaz, kendince de kendi düşündüğüne karar verir, emin olur, hatta bende öyle dedim falan sanır.

Offf çıldırtacak yaa beni. Hem kendi konuşmasından beni duymuyor anlamıyor hem cevap vermedim sanıp tekrarlıyor hem dinlamiyor, duymuyor. Sonra da ben sinirli ve bağıran oluyorum. Başka türlü anlamıyor ama. 
Kafasında kendi fikri kazılı kalır. 

-Yaa anne! 

Diye bağırıp susturmaktan başka çare yok ki. Dikkatini çekmezsem anlamaz. Elimdeki tuvalet kağıdı parçası ona göre her neyse artık! Bastıra bastıra tuvalet kağıdıyla kurulandığımı söylüyorum. 

Sonunda duyuyor ama inanası yok. Anneme göre soktum çünkü!

 Yaaa diyor ama sokuyor gibiymişim. Gözlüksüz nası görüyor da anlıyorsun diyorum. Peçete işte!! 

Ben odama gidiyorum. Banyoda aceleden saçım için çıkardığım havlumu unutmuşum, onu almak için geri dönüyorum. Bakıyorum ki annem bana inanmamış, banyodaki çöp kovasını karıştırıyor! 
-Napıyorsun?? Diyorum. Hiiç bakmış ne var bakamaz mıymış??? 

Ona göre ben yalan söylediğim için kanıt arıyor yüzüme vuracak. 
-Kağıt peçeteydi işte, tuvalet kağıdı yok mu???!!! 

Ama diyor sivri gibiydi! 

Yaa bak açığımı, yalanımı yakaladı! 

Offffff anne kuru peçeteyle hiç silinmedin mi sen? Kıvrılmış işte kaba etimin arasındaki yere sürterken! Aman iyi diyor çok sert sürtmeyeymişim haaa!! işte hala duyduğum bi saçma şey daha annemden. Kağıt peçeteyle tuvaltten sonra silinirken çok sert silmemeliymiş, zarar verebilirmişim biyerlere ha!!

33 yıl oldu. ama hala annem bana; laflafı açmışken tarzında ama ağzımı aramak, yoklamak için silinmekten, yada nasıl yıkandığından bahseder.... benden onay bekler. onaylamazsam bilmediğimi sanır...
niye böyle saçma bi fikre kapılıyorsun diyorum. banyoda keselenmeyi, tuvalette silinmeyi nasıl bilmem...
beni suçlamalı laflar ederek, üste çıkmaya çalışarak kapatır konuyu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder