11.01.2014

arkadaş olmaz olsun__ insana arkadaş lazım değilmiş

sizce ben hangisiyim??


Yeni çalışmalara başladı annem. Bi zamanlar atamaları yapılıp falan iyice uzaklaşmadan önce sık görüştüğüm bir iki arkadaşa takmıştı kafayı. 

Gördüğü ya da anlattığım kadarıyla olumsuz çıkarımlar yapıp, sürekli kötülüyordu, bu kafaya işleme aylar sürdü, son raddesi ben olsam görüşmem, böyle olacağına hiç olmasın demeye getirdi. 

Zaten zamanla uzak mesafe etkisiyle de az görüşebilir olduk. Ama annem o anda kendine uymamı beklerdi. şimdi gene başladı aynı şeye.

 Zaten 2 arkadaşım kaldı çok görüştüğüm, şimdi de onlar için yapıyor aynısını. 

Sürekli açıklarını, kusurlarını arıyor, büyüterek tekrarlıyor bana defalarca, resmen onları görmemi istemiyor ama emir kipi kullanmamak için bu fikri bana aşılama yoluna gidiyor. 

Napayım peki dedim, onlarla da görüşmesem hiç arkadaşım kalmayacak! Kalmasınmış! Sanki çok mu lazımmış? Umrunda bile değilmiş mesela kendinin de yokmuş! Hiç lazım değilmiş! 

Ama bana lazım. Değilmiş! 

Annem de arkadaşsız ve eşsiz olunca tüm ihtiyaçlarını benle gidermek istiyor. Yeri gelince kızı, oğlu, gelini, arkadaşı ve kocasıymışım gibi bile davranıyor. 

insanlar kendini sevmezse sevmesinmiş zerre umrunda değilmiş! 

Ama ben yaşlı değilim  onu heep unutuyor. 

Ne alakaymış???? Hiç lazım değilmiş arkadaş! 

Zaten annem manasız bulur dışarı çıkmayı falan,işte  böylece dışarı çıkma sebebim de bahanem de kalmaz, kıçımın üstüne evde otururum!! 
Hiç olmadı mesela komşu kızı var!hem interneti olmayan hem saçına bişey sürmeyen, meraksız, sıkıcı, cahil ev kızı var!! işte tam bana göre bi arkadaaş! 

Bu bahsetğim arkadaşlarımdan biri mesela ben arayıp kendimi hatırlatmazsam aramaz, öyle kendi dünyasında biridir. Annem de şimdi ona taktı kafayı, bana da gaz vermeye çalışıyor; bi ay arama bakalım hiç ne yapacak, zaten böyle arkadaş olmaz olsun! 

iki de bi aynı konu annemde, arkadaşlarım kötü ve hayırsız böyle arkadaş olmaz olsun! 

Teşekkür ettim hiç sevenim, merak edenim, özleyenim yok iyi ki hatırlattın anne! 
Annem nereden anlasın sarkastikten? 
Yyaa diyor haklıyım! Lazım değilmiş seven, özleyen, merak eden, düşünen zaten! 

Resmen yalnız kalayım istiyor! 

Daha önceden biliyorum grubum dağılıp görüşemez olunca mutluluktan uçuyordu! grubun dağıldığını zamanla öğrendi tabi. o zaman da başladı konuşmaya; zaten şöyle kötü böyle gereksizlermiş, lazım değilmiş, iyi olmuş, kurtulmuşum!!


Kıskanıyor herhalde bi kendine kalayım istiyor! Bi de hadi o ahmak komşu kızına! 

Ben kiminle samimileşsem annem yavaştan düşman kesiliyor sanki sevgilisini elinden alan biri gibi. 

O olmasa kızı kendine kalacak, hep beraber olacaklar, herşeyi beraber yapacaklar! 
Anlaşabilsek bari! Kendi istediklerini yaptırma mücadelesine girişiyor, yapmazsam eleştirmek ve dırdır için bahane, hep yaparsam da aynı bu kez de pısırığım!!?????

Benim yaşıtım arkadaşlara ihtiyacım olacağını göremiyor, söyleyince de aman ne varsaymış işte görüyormuş! Arkadaşsız kalacağım ama diyorum aman o bana arkadaşsız mı kal diyormuş??? 

Yani arkadaşlarımı da kendi seçip kimle ne kadar görüşeceğime karar verecek!! 

Yapmaya çalışmadığı bişey değiil! 

Bi zamanlar hiç arkadaşım kalmayacak diye korkar onu ara bunu ara diye beni uyardığı olurdu, şimdi arkadaşsız kalmam umrunda değil hatta istiyor, lazım değilmiş arkadaş falan!!! 

ikide bi lafı seni aramayanı sen hiç arama, olmaz olsun öyle arkadaş, hiç lazım diiil!! 
Artık tepemi attıracak kadar sıklaştı. işte annemin işleme yöntemi, defalarca tekrarlayıp canından bezdirene kadar aynı şeyi söylemek! 

Sonunda farkında olmadan etkilenmesen de depresyona sokar insanı! Beni seven yok, merak eden arayan, hiç arkadaşım yok, çok yalnızım ve böyle yaşlanacağım gibi hissedersin. 

Ama bunu ne farkeder, ne düşünür ne umursar. 

Hiç arkadaşım kalmaz o zaman diyorum zaten lazım değilmiş! Teselliye bak! 
Tabi dedim, hiç arkadaşım kalmasın ki dışarı çıkacak sebebim kalmasın, hiç çıkmam götümün üstünde evde otururum, ayda bi toplu alışveriş için migrosa gideriz yeter bana bu kadar sosyallik! 

Sonra lazım olan şeyleri de şurdaki marketten sipariş ederiz, börek yer oturur göt büyütürüm!! 

Ne güzel hayat ne güzel gençlik???!! Amaaan sen de iyice abarttın diyor. 

Az bile dedim. Böyle süreçlerim de oldu ve kendisi gayet memnundu, bi sorun var, gençtir akranlarıyla sosyalleşmeli demedi, anca bişey siparişle gelemezse çıkmamı isterdi, alır almaz da hiç dolaşmadan eve dönmeliyim!! Migrosa git ekmek al! Derdi mesela sıkıntı ve yalnızlığa çözüm olarak! 

Diyellm ki gittim gitmişken de dolaştım, zırrr telefon nazzlııı neredesin???? 
Ekmek diye çıkmışım 2 saat olmuş!!   

dışarı çıkmak o kadar gereksiz bi eylem ki gerekli aktiviteleri aynı güne toplamaya çalışır mesela, ki hergün çıkmış olmayalım diyeymiş!! 

Bana çok yakıştırdığı arkadaş - yani aslında arkadaşlarımı bile kendi belirlemek istiyor-  interneti olmayan saçına bişey sürmeyen ev kızı.

 Diğer arkadaşlarımı kötüleyip, kopmam için beni etkilemeye çalıiırken onu öve öve bitiremiyor! 

Böylece sosyal-arkadaş ihtiyacımı da siteden gideririm, hatta evden eve, hiç çıkmam siteden! Dışarısı tehlikeli ve gereksiz!! 

Beni görünmaz, psikolojik prangalara vurmak istiyor resmen.... Ben işsiz olunca artıyor bu durum tabi, hazır eline geçmişken..... 
Zaten dışarı amaçsız-hedefsiz çıkılmaz, mecburen çıkılır; iş için, alışveriş için, birine bi yere gitmek için! Benim öyle sıkılıp çıkmalarıme deli oluyor, yapabilse beni eve hapseder....
Ne güzel işte hiç arkadaşım olmaz, hiç dışarı çıkmam ve annemin defalarca duyduğum kötü anılarını dinlerim! Zaten benim hayatımın ne önemi ne amacı var

Sabahtan beri kendini anlatıyor, övünüyor. 
Gençken öyle sosyalmiş, böyle popülermiş, çok sevilir aranırmış!! Vs vb. 

Aradan bi zaman geçiyor, ben bi yerlere gittim geldim, akşamın konusu benim 'kötü' arkadaşlarım! Eleştiriyor, kötülüyor.... Hiç mi özlemezlermiş, merak etmezlermiş falan.. 
öyle bir konuştu ki ben sevilmeyen özlenmeyen billnmeyen bi varlığım!!

 Evet dedim seni insanlar sever (pohpoh, biraz dinleyen birini yakaladı mı kafasını şişirir, bir daha uğramazlar, birinden kurtulmak için annemi kulanabilirim! Ama annem sevilirim diyor!) ama beni sevmezler, özlemezler.merak etmezler!!! 
Aa o öyle mi demiş??? 
Açık demez tabi! Hem çok konuştuğu için ne dediğini bilmiyor hem sık uyguladığı bi yöntem olarak kızım sana söylüyorum gelinim sen duy!

------------

bi kaç sene öncesine kadar akşamları da çıktığım küçük bi arkadaş grubum vardı. ama elebaşı arkadaşım evlenip başka şehre taşınınca işler son buldu. annem bu duruma çok memnun olmuştu. evet biraz fazla konuşurdu arkadaşım ama kötü biri sayılmazdı. ohh dedi annem iyi ki gitti, zaten lüzumsuz biriydi...
herhalde ona göre akşamları kızının evde durmamasına neden olan kötülük timsali biriydi.
haftada 1 ve ya 2 çıkardık yani, hergün nerede o para? öyle pahalı falan bir yere gittiğimizden de değil. bilinen kafeler. beraber sohbet muhabbet belki biraz oyun...


bi ara annem ben ne zaman dışarı eğlenmeye çıksam döndüğümde hasta olur, saatlerce söylenir, naz yapardı.
sırtını övdurur, viks sürdürürdü. ağrılı tipleriz tamam ama hep o günlere denk gelirdi. başka zaman ağrıdan
şikayet etmeyen kadın, ben birlaç saat eğlenip dönünce ağrılara boğulurdu.
ben çıkmadan muhakkak tv'de hagi diziyi seviyorsam onu açmam gerekirdi, aksi takdirde bilemez, bulamaz, iyice sıkılır. sonra da bunu da koz olarak kullaırdı, duygu sömürüsü için...
sabaha kadar eğlenmiş değiliz ha, hepsi geleneksel Türk insanı ve aileleriyle yaşayan kimselerdi. altı üstü bir kaç saat.

eve biraz rahatlamış ve mutlu dönüyorum evde ağrılarla uğraşan, söylenen, söven, mutsuz ve kaprisli bir anne. bilerek mi bilmeden mi, bilinçaltının etkisi mi var. bilmiyorum. ama diyelim 20 kere çıkmışsak akşam 15inde annem böyleydi döndüğümde.

ovdurur, söylenir, söver (azıcık hastalandı mı annem ölmek ister, düşünün hayal edin söylenmeleri; öleyim de kurtulayım, gebersem keşke, böyle hayat olmaz olsun...), naz yapar, senin hevesini kırar, keyfini kaçırır. sonra da gider odasına uyur!! sen de öyle salonda sap gibi kalırsın mutsuz tadı kaçık..

_____________
grup dağıldıktan sonra bir daha böyle akşam vakti, aniden, gündüzden başlamayan (gündüzden sinyal verriler hep ağrılar) bir ağrılar nöbeti hiç olmadı!!
yok yani arada sırtı, beli ağrır. ama farklı işte..
zaten akşam akşam çıkmanın ne alemi varmış!! annem akşamları sokaklarda ve kafelerde hiçkimsenin olmayacağına inanıyor!
arkadaşlardan birinde araba vardı, ve zaten gece yarıları değil çıktığımız, işten sonra 18.00 ile 22.00 arası ancadır. saat 22.00 falan oldu mu pilimiz bitmeye başlardı, sonra aileler falan.. dönerdik.

anneme gören in ile cinin it ile kopuğun dışarıda olacağı saatlerdi bunlar..
tesadüfen o saatte dışarda olduk mu şaşar kalır hala. sokakta insan olmasına inanamaz. bir sebebe dayandırmaya çalışır. bi miting, konser falan vardır, yoksa saat 20.00-22.00 da falan ne işi var insanın sokakta!!!!????????????

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder