26.07.2014

bir klişe olarak Ver ben yapayım öyle olmaz!


By Filipe Guga. #illustration #collage
çocukken ohoo zaten yapardı ama 35e geldim hala aynı. Daha kaç ay önce çizim yapıyordum aynını dediydi. Kendi daha iyi çizermiş verecekmişim o yapacakmış demesinlermiş iyi çlzememiş!
Zaten çocukken de bir resim yarışmasına benim yerime çizerek katılmamı sağladı; anlaşılmıştı tabi.
O zaman ben annesine resim çizdiren, kendi çizemeyen ve hile yapan biri oldum gözlerinde. Ama kimin umrunda. Zaten kendim çizerken de duramaz müdehale etmeden. öyle olmaz böyle böyle yapa diye karışır durur. ödev de değil öylesine çizsem de; hayalime bile karışır. Yok ablama da yapardı ama o memnun bile olurdu; işine karışılıyor gibi hissetmezdi, ne güzel düzeltmiş işte!
Sinir eder ver ben düzelteyim der; böyle iyi anne; ama olmamış şurayı şöyle yapman lazım ver ver; iyi olmasın yeterli; yetmez düzgün olacak cetvel getir bana; öğretmen cetvel kullanmayın diyor; desin sen bakma ona ver düzelteceğim; hayır istemiyorum!
Bu münakaşa sürer gider; ben çığrımdan çıkıncaya kadar, hem kendi aşırı ısrarla çıkartır hem suçlu ben olurum!
Nazlı öyle yamuk olmaz! Bu da yamukmuş anne; olmaz öyle kötü ver düzeltivereyim ben; olmaz istemem bozuyorsun; aa güzel olacak ama ver bi ver; çok değiştiriyorsun; ama daha güzel olsun diye; bana göre bu yeterince güzel; bana göre değil öyle olmaz ki!
Sonunda versen bambaşka bir key çıkarır ortaya, sonra da kendi mutlu ben hayali bile çalınmış kalırım öyle! Ben öylesine yapıyordum ama annem ciddiye alır ödev değilse manasızdır zaten ama madem yaptım göstereyim öıretmenime de çok çalışkan desinmiş! Bir yetişkinin ya da farklı birinin müdehalesi o kadar belli ki ama anneme göre daha güzel oldu; benim hissim ya da durumum değil önemli olan o kendi üzerine alacak afferin'i sanki.


ortaokuldayken resim dersinde kolaj ödevimiz vardı; annem her zamanki gibi yaptığımı beğenmemiş, abuk subuk demiş, illa ben yapayım diye didinmiş, sonra da ne derler cebren ve hile ile elimden malzemelerimi almıştı..
hem de böyle itişerek ve didişerek; çekil nazlı öyle olmaz çekil!!!! öyle olmaz ben yapacağım!!!
bak çok güzel olacak en yüksek puanı sen alacaksın!
ben gidip matemetik çalışacakmışım! ama kendi keyifle benim ödevimi yapacak; benim keyifimi eğlencemi de çalıyordu. 
ama ben seviyorum yapmayı, hoşuma gidiyor! ben nasıl eğleneceğim?
büyüyünce ilerde eğlenirsin!!!
hııı. hala türlü çeşit 'eğlenmemi' elimden almak için adeta bir savaş verir. ben neyden keyif alıyorsam baltalamaya, keyfimi kaçırmaya, yapmamı engellemeye çalışmak onun hobisi.
hala çizim yapmama müdehale etmeye çalışır, güneşlenmem, yüzmem, yürüyüş yapmam, alışverişte bile. bir tek yemek yememi ve kitap okumamı destekler; bunlar da zaten evin güvenli çatısı altında olacağından.
Nice collage - originally pinned from http://www.lostateminor.com/ though not by me - wouldn't mind knowing who the artist is...
abarttım galiba bak bana da kendinin kabus senaryoları gibi ben de komplo teorisi yazdım. ama aynen böyle davranıyor. eskiden uğraşacağı şeyler olurdu; keza benim de. ama son yıllarda boş kaldı hazır beni de elinin altında bulunca oh kukla misali oynatma fırsatı buldu...
ilerde keyif alırmışımmış!!! yalan... o ileri hiiç gelmiyor, sürekli daha ileri  bir tarihe erteleniyor. bi zaman da bişeyleri ertelemenin yolu evlediğin zaman kocanla tamlamasıydı. konsere monsere kocamla gidermişim!!

bayılırdı benim resim ya da iş teknik ödevlerime karışmaya; hatta işte elimden alıp yapmaya. kendi daha iyi yaparmış ama!! ben beceriksiz ve kıt akıllıyım. diyelim ki yeteneksizim olsun ödevimi yapıyorum ya sınıfta bırakacak değil, bırak hoşlanarak yapsın. ama olmaz herşey mükemmel olacak kendince ve bunun için de kendinin müdehale etmesi lazım!! kendinin olmadığı her iş rezildir oysa kendisi mükemmel...
bazen de mütevazi gibi görünmeye çalışarak ama bir yandan böbürlenerek, çok mükemmelliyetçiyim napayım der.
bi keresinde tam yine benim işime karışırken demişti; yani sen mükemmelsin ama ben de bundan eser yok sen olmasan rezil olacağım!!
her kesin bir kusuru varmış kızı, rezil olmazmışım belki ama takdir alamazmışım eğer kendi düzeltmese!!!

müdehale edilmeyen resmim kalmazdı; kavgalar kavgalar. zaten ergensin sinirirn tavan yapmış; daha da sana sürekli ahmak beceriksiz muamelesi yapılıyor.
ablamın emnun olması bile beni deli ederdi. kendi gösterirdi hatta anne işte bu çalışma o her neyse olmuş mu? annem büyük bir memnuniyetle üzerine müdehale eder, laf aralarında da bana laf sokardı. bak ablam ne kadar uysalmış, bak ne güzel işlerini annesine gösteriyormuş....
bazen böyle işleri saklı gizli yapardım sırf karışmasın diye. kötüyse kötü olsun ki değildi; yeter ki benim olsundu. ama annemin esas meselesi benim zayıf not alma ihtimalim değildi ki hiç almadım sadece bir kere annemin fazlasıyla karıştığı bir çalışmama düşük not vermişti çünkü başka birinin müdehalesi o kadar belli oluyordu ki körler bile anlardı. esas mesele öğretmen hanımın kızı nazlı aman bilmem ne dersinde başarısız denmesin. aman!!
zaman zaman söylediği bir takım şeylerden bu sonuç rahat çıkarılabilirdi. ki çıkardım...

bir kaç defa sakladığım yerden bulup müdehale etmişti çalışmama; bir de gizlice sürprizmiş bana! bak ne kadar şahane olmuş!!! yaa herkesler kıskanacakmış beni yaaa!!

başka birinin karıştığı o kadar belli ki anne hocamız kendiniz yapın yapabildiğiniz kadar diyor.
aman anlamaz o anlamaz sen ver bak en yüksek puanı alacaksın.
.:.:.:.:.:.psychedelic art.:.:.:.:.:.::inhale::exhale::smoke::stay smoking::psychedelic art::stay Trippy::Trippy shit::we Trippy mane::NoEllie0123
cart diye yırtmıştım sinirimden kağıdı. ben uğraşmışım etmişim, hayal etmişim, annem başka bir şeye dönüştürmüş, öyle eğrilikleri düzeltmiş sanmayın...... sonuçta kavga çıktı tabi. ama inadına hepsini yırttım karıştıklarının, sınıfta kalmamdan o kadar korkuyordu ki... deli olmuştu. ne emekler vermiş bana o çalışmaları düzelteceğine uyurmuş ama benim için uykusuz kalmışmış.
bak ablam hiç kızıyormuymuş kendi getirip  veriyormuş sen yap diyormuş daha iyi yapıyorsun diyormuş!!!
ben de inat ettim çok kızmıştım; ben bu kadar ahmak mıyım beceriksizmiyim diye. değilmişim tabi. karışma o zamanç. ama daha iyi olacakmış. ben daha iyisini değil kendiminkini istiyorum!
anlar mı anlamaz. anca küstürmek lazım; o da bir süre. sonra gene dayanamaz karışır başa sararız filmi.

benimkilere karışma sen kendine yap as duvara.
kendinin ödevimi varmış ki? matematik çalışacağıma bununla uğraşıyormuşum!! halbuki matematiğim hiç iyi değilmiş, bana zaman kazandırıyormuş!!!

iyi nazlı en azından sana matematik çalıştırmıyor mu dediniz? ortaokulda çalıştıramadı elbet kendinin de o kadar ileri seviye değil. ama ilkokulda çook kavgalı çalıştık, annem beklerdi ki ben koyun gibi olayım, ezileyim laf etmeyeyim, ama insanın asabına dokunurdu bazı şeyler. sonra ablam çalıştırır diye ikna etmeyi başardım tabi uzuuuuun mücadeleler sonucunda. ablamın matematiği iyiydi, hem o daha güzel anlatır seni aşağılamaz sinirlenmezdi; hem dedim ablama da tekrar olmuş olur iyi olur... işe yaradıydı...

bazen bilerek yaptığını düşünürüm; kendi dediği olsun diye benim aşırı tepki vermemi sağlayıp sonra suçluluk duygumla oynayarak kendi istediğini yapmamı sağladığını.

naptı etti kolajımı elimden aldı. ben bir manzara önüne hayvan ve insan silüetleri kesip yapıştırmıştım. karman çormanmış!! olmazmış ki!! kimse anlamaz hoca saçma bulurmuş. oysa ki hocamız son derece anlayışlı biriydi, yeter ki yapmaya çalışın çok iyi olacak diye bir şart yok, çabalamanız, ödevinizi yapmanız önemli derdi. anneme göre yalan söylüyormuş, hiç olurmuymuş öyle şey, sonra bak az not verirmiş!!!
atmış onu kıvırtıp bir kenara,onun yerine halısı, duvarda saati, çerçevesi olan, kanepesi, kütüphanesi olan bir salon kurgulamış.  ne kadar yaratıcıııı!! yaparken de gördüm masada nasıl da keyiften hırstan ağzını büzüyordu.... ama ben keyif almayacağım onun yerine eşşek gibi matematik çalışacağım. sanki resim-iş ödevleri günlerimi alıyor da... altı üstü birkaç saat.
diyecekmişim ki bizim eve benzetmek istedim.

 bizim evde çok kitap var annem okutuyor bize o kitapları, çok iyi yetiştiriyor bizi. babamız yok ama annemiz bizi çok daha iyi yetiştiriyor alt metinli.
evet iyi yetiştirmek için elinden gelenin fazlasını bile yaptı ama bu kompleks nedendi; sürekli böyle babasızız ama... çok iyi yetiştik, sağlıklıyız, normaliz vb gibisinden açıklama alt metinli konuşmalar vb yapacaktık???
boşanmış çiftlerin çocukları sorunlu olur, anne tek başına yetiştiremez derlermiş biz aksini ispatlamalıymışız; bizim babaya hiiiiiiççççç ihtiyacımız yok, annemiz bizim herşeyimiz, her ihtiyacımızı karşılar!!
babaya ihtiyacımız vardı oysa; her çocuğun vardır; kimi durumu göğüsler atlatır kimiyse atlatamaz daha fazla yara alır. babaya ihtiyacımız yok demek resmen yalan. ama yoksa napalım yoktur; durumu kabullenip uyum sağlamak lazım. ama bu yalan ve kanıtlama çabası nedendi.
Another photo collage with images of different examples of a similar object and theme with a different shape layout. Like!
daha küçükken ve laf bilmezken sormazdı bile; ödev varsa böyle bir dersten kendi yapar verirdi, tabi annemizin yaptığı belli olur, az puan da verilemez, ama laf sokulurdu hocamız tarafından. ben gücenirdim anneme derdim hiç umrunda olmazdı. boşver sen notuna bak!!

senin emeğinin, hayalinin, düşüncenin önemi yok ki. küçüksün. bir kere öğretmen hanım değilsin. kıytırık nazlısın. 


ne bu?
bizim salonmuz öyle diyeceksin hocana; bizim salona benzetmeye çalıştım!
benim yapmadığımı anlayacak.
anlamaz! çok çalışmış düzgün yapmış nazlı der, aferim diyecek.
kendim yapınca da diyor zaten.
aman seni kırmamak içindir.
ha aslında denmez yani! ben ahmağım ay unutmuşum benim nerem düzgün ki!!
amaan sen de uzatma en iyisini bilirim ben bak çok güzel oldu çok...


çizim ödevi varsa da kapar elimden, resmen keyfimi çalıyor yaa, ağzını büze büze keyif ve hırsta, yapardı. benimkini beğenmezlermiş öyle olmaz derlermiş...

lisedeyken ben kredili sistem vardı; resim, müzik dersi alamıyordum ne kadar çok sevinmişti annem.
boşuna oyalayıcı dersler yokmuş oh! ikinci sene bölüm seçiyorduk; benim sosyale yatkınlığım bariz açıktı ama anneme göre sayısalı seçecektim.  çok daha fazla çalışacakmışım başarılı olurmuşum o zaman!!!
kendi karar vermiş bir kere! ennn doğrusunu o bilir, senin düşüncelerin yatkınlığın vs kimin umrunda????
annem başlarda karar vermişti; ikimiz de doktor olacağız.
e ben kan görünce bayılıyorum! bir keresinde ablam elini kesmişti, hoop ben yerde, onun eli yerine benimle ilgilenmek zorunda kalmışlardı.
olsun zamanla alışırmışım! böyle zorlama doktordan ne hayır gelir???
sonradan deneme sınavlarında tıp bölümüne puanımın asla yetneyeceği çıkınca vazgeçmek zorunda kaldı bu hayalinden. vah vaah.
neyse ki beni sayısala almadılar, belliydi; bari eşit ağırlık bölümüne aldılar da...
ama anneme göre sonradan dırdır ettiğinde yumurtladı; benim suçum!! öyle resim ödeviydi, müzikti, dergiydi falan oyalanmasam hiç, çok daha fazla ders çalışsam matematiğim fenim çok daha iyi olurdu!!!
anneme göre yatkınlık diye bir şey yoktur çok çalışırsan olacak şey vardır!!!

annemin öyle olmaz, öyle yapılmazları çoktur. çok eskiden edindiği bir bilgiye, ya da izlenime saplanıp kalır. mesela eyeliner konuşundaki bilgisini hala değiştiremedim. kaç kere konuşsak da aynı, bir süre sonra ilk bilgisine dönüyor. eyelineri çıkartmak zor, bant gibi soymak gerekiyor, gözü yıpratıyor ve kirpikleri yoluyor.... güzel makyaj çıkarıcıların olduğunu öğrenemedi...


Negative space collage - DIY....Glue magazine scraps to a canvas and place white, cut-out silhouette in the center.  #Hawtness


NOT; kolajlar bana ait değil maalesef. pinterestten buldum. o zamanlardan kalma bir çalışmam kalmadı ki.
bir kaçını annem atmıştı, kendince odamı toplamaya karar verdiği zaman; gereksiz şeylere de kendi karar verirdi. mesela benim çalışmalarım, bir not defteri e dolmuş o!, dergilerim, hatta günlüğüm ve o zamanlar moda olan anket defterim, hatıra defterim. zaman içinde kendi karar verip attı bunları. çok sinirlenmiştim. ne varmış ki sanki bir halta benzese bari. anı onlar anne anı. aman sizin yaşınız kaç ki anı olsun, ilerde çok anınız olur çok!! derdi. fazlalıkmış, çalışma masamı boşuna işgal ediyormuş!! erken fark ettiğim bir keresinde birşeyleri kurtarmıştım... milletin annesi günlükleri okur kaldırırdı, benimkisi bakmamış bile, bitmiş bir deftermiş, atılacakmış o zaman. zaten yazım da çok çirkinmiş nasıl okuyacakmış, ben bile okuyamazmışım niye saklayacakmışım? anılarımı da kendi belirleyecek yani. hangi anımı hatırlayacağım beynime değil anneme soracağım!!!
kurtardığım eşyalar arasında bir çizim yok. zaten bana birgün sinir krizi geçirtmişti; belki de amaç buydu; elimde kalan çizimleri parçalayıp atmıştım, kalan boyaları falan da; memnun olmuş demek o anda müsriflik ziyan diyordu ama. oh nazlı bir daha asla keyif duyacağı birşeyi yapmayacak hep ders çalışacak diye ummuş olmalı...
eğer çok bunalırsam anneme sorsam napayım anne; o da bana lütfedip birşey düşünse, ben buna bile karar veremem ki annem versin. gerçi cevabı hep tıkınmakla ilgili olur ama...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder