
Zaten akşam çıkılmaz ki! Ne var ki zaten mersin'de?! Saat 6'dan sonra bitermiş hayat. Gidilecek hiç bi yer yok! Diyor.
Sanki işin uzmanı olmuş, duyan da öyle sanır. Gece hayatını bitirmiş, doymuş, mekan beğenmez olmuş!!
Aslında kışın 3,5'ta bitmeye başlıyor ona göre!
ama işin tuhafı Bi de bir yere gitmeyelim 2-3 günlüğüne mesela, hemen oralı olur. Gerçi önce bünyesi bi reddeder, 2.gün şikayet, 3.gün oraya yerleşelim. Buna da günün 3 saatini falan dışarda geçirerek karar verir, otelde uyumak en zevklisi!!
Mesela bi Bodrum'u anlatışı var ki sanırsın yıllarca yaşamış!! 3 geceliğine gittik, merkezde bi pansiyonda kaldık (???), ama annem en az 3 yıl yaşamış gibi konuşuyor; biz Bodrum'dayken!!
Pansiyondan çıkmak sabah saat 11'i bulur, öğlen güneşlenilmez, sıcak dolaşılmaz der, çarşıda dolanıp, pansiyona dönmek ister. Saatlerce odada oturulur, tv izlenir, bi yere yemeğe gitsek beğenmez, tiksinir, tost yemek ister, onu yemem bunu sevmem eleştiri ve şikayetle geçer zaman.
Hava kararırken bi tur atılır. Ona kalsa saat 7'de artık odamıza geçelim!!
Sırf yaşından, yürüyemediğinden de değil, hiç içinden gelmiyor. Hatta beni kandırmak için odamızda biraz dinlenelim, geç vakit çıkar dolaşırız der!
Dedi. Ve tv izleyip uyudu, dolaşmak falan yok, bu saatte kim çıkacak? Bu saatte kimse olmaz sokakta!dedi hatta! Bodrum'da saat 23'te sokak boş olurmuş ki!! Hani bar bar gezelim demiyorum da yani o saatte tatilde ve Bodrum'da odada tv izlenip uyunur mu?
+Ya ne olacaktı ki diyor. ikimiz gece turuna mı çıkacakmışız??? Zaten bu saatte kimse olmaz, kapanırmış heryer!!
Yani Bodrum'da dışarda, günde anca 7 saat varsa zaman geçirdiğimiz! Bi saat 21'de dondurma diye kandırdım, gözlerine inanamadı o saatte her yerde insan, akıl alır bişey değil!!
yok kanmazsa, ikna olmazsa;
E ben mi çıkayım tek? Hıı ay bana kapıyı açamazmış! zaten sıkılırmışım tek başıma vs bahane!
+E acıktım dedim, bisküvi ye nazlı bu saatte sokağa mı çıkılır???
Niye mi gittik? Birileri övdü ben de hala safım sanıyorum ki değişiklik olacak.
Ama anneme soracak olursan 3 yıl yaşamış gibi anlatıyor! Zaten hiç öyle gezmeyi seven sosyal biri olmadı, kendi olmasa sırf iyi, bi de beni engeller. Ablam da öyledir, eniştem olmasa iş-ev arası monoton hayat sıkmaz onu... Böyle gezmeler falan bizde ya birinin aklına uymayla, hevesle falan olur.
Ben aynı yoldan gitmekten bile sıkılırım bir yerlere. Bi gün okuldan eve farklı bir yoldan gelmiştim. Annem beni bekliyor, pencereden geleceğim yöne bakıyormuş, göremeyince delirmişti. Eve geldim ki sen nereden geldin görmedim diye azarlıyor. Aynı yoldan gelmekten sıkılmama hiç anlam verememiş, çok saçma bulmuştu, bir daha hep eski aynı yoldan geleyimmiş. Sıkılınmaz ki bundan!!demişti. Annem öyle diyorsa kesin doğrudur ve tüm dünya için aynıdır!!
Ben ne kadar istesem, uğraşsam da hayal ettiğim şekilde bi sosyal hayatım da olamadı. Hani boşanmış kadından uzaklaşmaları değil insanların. Kendinde de öyle bir istek yoktu annemin. Oysa anneannemlerle kendi gençliğinde epey sosyalmiş, anlatır durur, demek onların sayesindeymiş. Bize gelince fısss! Kırk yılda bi teyzemlerle bi aktivite olursa ancak.
Ben söyleyince amaan ne gerek var şimdi derdi. Ders çalışmanız lazım diye öne sürerdi.
üniversiteye kadar, ki o zaman da zorla, herkes gidiyor ama ben geri mi kalayım, sohbetten geri mi kalayım, annesi bırakmıyor derler, diyerek bi yerlere gidebildim.
Orta ve lisede bırak konseri ne tiyatro ne opera bale , zorla da anca sinema yapabildik. Benim ittirmemle. Hani gidince de memnun kalmıyor değil, ama gitmese ne geri kalmış hissedecek ne eksik...
Ne zaman bi yere gidelim desem bahane çoktu; dersiniz ne olacak, sabah erken kalkacaksınız, bu saatte nasıl gideceğiz döneceğiz, aman bu saatte çıkılır mı????
ilk defa konser, tiyatro, opera ve baleye üniversitede gittim ben. öyle çok mühim değildi anneme göre. Olmasa eksik kalmazmışım. Kitap sever okumayı ama o da evin konforlu ve güvenli ortamında olduğu için! Mümkün olsa üniversiteyi de evden okuyup bitirsem, evden çalışıp para kazansam!!
Anca markete! Zaten bişey yokmuş ki başka!! hayat böyleymiş, napacakmışız yani, sırtta çanta dünyayı mı turlayacakmışız avareler gibi. biz aklı başında, mazbut insanlarmışız, neyimizeymiş çok gezmek, çok gezen de ayrıca ayağında b.k getirir derlermiş ki haklıymış büyüklerimiz!!!
Ne öyle çok arkadaş arar ne gezi ne değişiklik sosyallik aktivite ne arkadaş. Arayanlara da mana veremez,
+niye?diye sorar.
Merak etmek ya da istemek manasız ve yetersiz bir cevaptır, bi sonuç lazımdır, sınavda çıkacak, birini kırmamak için, geri kalmamak için, çağrıldığın için, ödev olduğu için....vb. Sonucu ya sınava yani kariyerle alakalı, ya işe gene aynı, ya da başka insanların gitmedi falan demesine dayanmalıdır.
Canının istemesi yetmez bi yerden zorunluluğa bağlanmalıdır ona göre. Mesela temiz olmak hariç bakımlı (anneme göre süs) olmak da benzer bir gereksinim gerektirir. öyle istiyorsun falan diye süslenmekte bi sebep bulamaz... temiz olmak bir görevdir ve yeterlidir, düzgün ve ütülü giysen de yeterdir. eğer birisi seni suçlamamış, küçümsememiş ya da görev vermemişse vs vb süslenmenin bir manası yoktur. öyleymiş. yok hani ilerde kocam süslenmemi isterseymiş o başkaymış!!!
bu kızların okuyup bir meslek sahibi olmalarının şart olduğunu yana yana savunan, ev haımlarından, boş kimselerden hiç hoşlanmayan, eleştirip duran kadın ayrıca bizleri kocalarımız için yetiştiriyor yani.... kocan isterse...
Ha annem mantığıyla mı hareket eden biri ondan mı. Sanmam. Bana bi çocuksun daha bi karta kaçtın deyip aynı gün içinde de beni kendi ya da yaşlı birinin yerine koyduğu da oluyor!! Mantık mı bu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder