illa bi kusurumu bulacak ya, aradan 5 gün geçmiş, düşünmüş, taşınmış, öyle değil böyle ve ya sen öyle dememiştin-demiştin oyunu yapıyor.
Her zaman gittiğimiz (annemin kırk yılda bir) doktorumuzun başka bi hastaneye geçtiğini söylemiştim.
5 gün sonra gelmiş diyor ki sen dedin ki hastane caddesi orada özel hastane yok ki.
Aha hatanı-yalanını yakaladım der gibi.
Ne önemi varsa bunun, dilim sürçmüş, şaşırmış falan olabilirim.
-Ee nolmuş ki?
+Orada hastane yok ki nazlı.
Sanki hastane caddesi uzmanı, yıllardır gitmediğimiz bi yer.
-Belki de devlet hastanesin oradaydı ne bileyim unuttum gitti. Hem öğreneli çok oldu.
Düşünmüş orada özel hastane bilmiyormuş.
-En az 5 yıldır gitmediğin bi yer anne, hangi bi sokağını bileceksin?
Hiç Duymamış ama ! Ayy sanırsın dedektif, muhabir ya da ne bileyim polis, nereden duyacan ki?
Böyle bir benim bildiğim ile başlayan lafları var kendi bildiği ve duyduğu-duymadığı varsa tamam!
Onu öyle kabul eder, değiştirmek istemez.
Eee diyorum ne fark eder neredeyse nerede?
+E sen nasıl bulacaksın? neyse ben de seninle gelirim.
Bulamazmışım ben salak olduğum için!
-Zaten gittiğim yok ki!
+Gideceğin zaman işte ben de geleceğim sen bulamazsın!
-Niye bulamayayım?
+Sen bilmezsin oraları!
-Sen biliyorsun sanki!
+Biliyorum tabi.
-Nereden?
+Ben daha iyi bulurum yolumu!
Sanırsın randevu alırken soramam, nereden gelsin aklıma ben annem gibi akıllı mıyım? Ya da internetten bulamam! üstelik şükür hasta değilim gideceğim de yok. Böyle bi şeyden bile endişeleniyor şimdiden. Yok diyor ben de geleyim seninle !!
-33 yaşındayım ve yolumu bulamayacak durumdayım.
+Amaaan ondan değil!
Hala iddia ediyor oraları kendi bilirmiş de ben bilmezmişim!! Niye??? Bi cevabı yok, bildiği falan yok .
________________________________________
________________________________________
________________________________________
________________________________________
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nasılsa kendi kızıyım, istediği gibi davranır, izin mi alacak? hesap mı verecek?
Nasılsa çantada keklik!
Temizlik için gelen kadının eli bi an için yandı.
Benim için bu kadar telaşlanmaz, öyle dereceli yanık da değil. Bi telaş bi endişe bi üzerine titreme.
+Aman sen artık otur çol yoruldun ondan dikkatin dağıldı, aman bişey olmadı ya, aman acile gidelim mi? Nazzzllııııııı gel hadi acile gidiyoruz!
Kadın gerek yok diyor, krem sürerim diyor.
Annem yok gideceğiz ben rahat edemem.
+Nazzzzlııııı diye çığlıkla feryat arası bana sesleniyor.
Herşeyden ben mesulüm ya! Evin kahyası! Ve karakoyunu, günah keçisi!
Beni azarlayarak bişey ister, kadına nasıl kibar, çok yorulduysan bırak, bi daha ki sefere der.
Bana gelince e nazlı hani burayı silmemişsin!!
O acile gidiyor eli yanınca, acillik de bişey değil, pomat sürdüler, endişelenme dediler.
benim elim sıcak tavaya değince mesela aammaaan sen de birşey beceremedin ha! çok yanmasa bari!!
+Aman diyor kadına bişey olmasın kocası falan başımıza bela olur, dava falan açarlar!
Nasılsa benim hesap soracak kimsem yok, dava da açamam, nasılsa kendi kızıyım istediği gibi davranır! Ne yani hesap mı verecek???
Arkadaşlar da böyle, demek ki insanoğluna fazla güven vermeyeceksin. Nasılsa arkadaşım beni sevdiği garanti diye mi hissediyor da acaba? Benimle o kadar ilgili değil yeni tanıştığı arkadaşıyla daha ilgili. Demek arkadaşlıklar da eskiyince tavsıyor yaşlanmış evlilikler gibi, yenilik istiyor insanlar!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder